Okurken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadım. Ya da bayıldım. | Open Subtitles | انا حتى فقدت الإحساس بالوقت وأنا أقرأها أو اغمى علي |
Boş boş konuşup duruyorum! Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım! | Open Subtitles | يبدو أنني أتكلم بلا توقف يبدو أنني فقدت الإحساس بالوقت |
Doğru, üzgünüm. Yine zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. | Open Subtitles | يا إلهي، آسف لابد وأني فقدت الإحساس بالوقت |
Sen yatağa gittikten sonra, elimde bulunan kapanmamış seri katil dosyalarından birini incelemeye başladım sonra da zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. | Open Subtitles | أنا أبحث في أحد الملفات التي أحتفظ بها لقاتل متسلسل منذ أن ذهبتِ إلى الفراش وقد فقدت الإحساس بالوقت |
Zamanın nasıI geçtiğini anlamamışım. | Open Subtitles | لقد فقدت الإحساس بالوقت |
Üzgünüm. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. | Open Subtitles | أسف، أسف، لقد فقدت الإحساس بالوقت. |
Ona kendimi o kadar kaptırdım ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. | Open Subtitles | أحببته للغاية، فقدت الإحساس بالوقت |
Çok eğlenceliydi. Zamanın nasıl geçtiğini unutmuşum. | Open Subtitles | مُمتع جدًا لدرجة فقدت الإحساس بالوقت. |
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, ve Linda yemeklerle ilgili bir sürü şey sordu. | Open Subtitles | لقد فقدت الإحساس بالوقت، وكان لدى ليندا) العديد من الأسئلة حول الطعام) |
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. | Open Subtitles | آسف فقدت الإحساس بالوقت |
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. | Open Subtitles | فقدت الإحساس بالوقت قاضيني |
Gerçekten, zamanın nasıI geçtiğini anlamamışım. | Open Subtitles | أنا حقاً فقدت الإحساس بالوقت |