ويكيبيديا

    "فقد ذهبت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gitti
        
    • gittim ve
        
    Yeni evimizi kiralamaya gitti. Open Subtitles فقد ذهبت لتوقع عقدا لمنزلنا الجديد
    Mesela Nicki Minaj o okula gitti Al Pacino da gitti ama o sonra bıraktı. Open Subtitles حسناً، كما تعلم، فقد ذهبت "نيكي ميناج" إلى هناك.. و"آل باتشينو" لكنه فشل وخرج، لذا..
    İyi bir noktaya değindin, evine gitti. Open Subtitles لا داعي للقلق، فقد ذهبت إلى البيت
    İlk başlarda fazla araştırma param yoktu, o yüzden hırdavat dükkanına gittim ve bir tane marangoz mengenesi aldım. TED إذاً ففي الأساس ليس لدي الكثير من المال، لذا فقد ذهبت لمتجر أجهزة حاسوب وأشتريت مقبض نجار.
    Ben de gittim ve... sonra kızlara sordum ama bana çok fena kızdılar. Open Subtitles و لذا فقد ذهبت و حاولت إلتقاط إحدى البنات
    Ella? Ella değil. Ella gitti. Open Subtitles _ (إيلا) _ لست (إيلا)، فقد ذهبت و(كرويلا) عادت
    Şimdi çıkabilirsin, gitti. Open Subtitles أنت, يمكنك الخروج, فقد ذهبت
    Tanımazsın. Minnesota'ya gitti. Open Subtitles لا تعرفينها فقد ذهبت للـ(قلب المُقدس)
    Kamu yararına hizmete kuvvetle inanan biridir, bunun benim ihtiyacım olan bir şey olduğuna karar verdi böylece oraya gittim ve orada inanılmaz kadınlarla tanıştım. TED إنها شخصية آمنت بشدة بخدمة المجتمع وقررت أن هذا كان شيئاً أحتاج لفعله ولذا فقد ذهبت إلى هناك وإلتقيت ببعض النسوة الرائعات هناك.
    (Kahkahalar) Bu yüzden, Doğal Tarih Müzesi'ne gittim, kemikleri inceledim, hediye mağazasına gittim ve bir kitap aldım. TED (ضحك) وهكذا، فقد ذهبت إلى متحف التاريخ الطبيعي، وفحصت العظام، وذهبت إلى محل بيع الهدايا، واشتريت كتابا.
    Bu sebeple gittim ve arama yaptım. TED لذا، فقد ذهبت وقمت ببحث.
    dediler. Böylece aralarındaki inatçılardan biri olan Gaudence'ı da yanıma alarak boya almaya gittim ve tüm boyaları, perde yapmak için gereken kumaşları fırına getirdik, ve boya gününde, hepimiz Nyamirambo'da toplandık, ve temizlik açısından fırını küçük bir Fransız fırını gibi maviyle beraber beyaza boyarız diye düşünmüştük. Ama açıkçası bir duvarı sabahki gökyüzü gibi maviye boyama fikri pek de hoş değildi. TED لنطليه باللون الأزرق." لذا، فقد ذهبت إلى المتجر، وجلبت غاودنس ، المتمردة على كل شئ، وقد جلبنا كل هذا الطلاء والقماش لصنع الستائر، وفي يوم الطلاء إجتمعنا كلنا في نياميرامبو ، وكانت الفكرة هي أننا سنطليه بالأبيض مع الأزرق كتقليمة، مثل المخبز الفرنسي الصغير. لكن كان واضحاً أن ذلك لم يكن مرضياً كطلاء الحائط باللون الأزرق مثل سماء الصباح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد