Söylemek zorundayım, uzay gemimi gördü. | Open Subtitles | كان علي أن أخبره, فقد رأى سفينتي الفضائية. |
Brown hareketinin tamamen atomlarla alakalı olduğunu gördü. | Open Subtitles | فقد رأى أينشتاين أن الحركة البراونية تتعلق كلية بالذرات |
Her şey yerli yerinde ama her kim içeri daldıysa tüm bunları gördü. | Open Subtitles | حسناً, كل شيء مازال هنا و لكن أياً كان من اقتحم, فقد رأى كل شيء |
Müvekkilim benim de görmüş olduğumu sende gördü. | Open Subtitles | فقد رأى موكلي لديك بشكل شرعي ما أراه أنا |
Ona bir şeyler göndermem gerekiyor. Böyle görmüş. | Open Subtitles | -حسناً، يُفترض بي إرسال شيء، فقد رأى ذلك |
911'i arayanın ismini öğrenemedik ama her kimdiyse, her şeyi görmüş. | Open Subtitles | مرحباً لم نحصل عى اسم ...من مكالمة الطوارئ لكن أياً كان هذا الشخص فقد رأى الجريمة كاملة |
- Rex de kolay halledebileceği bir iş gördü. | Open Subtitles | ونتيجةً لذلكـ فقد رأى (ريكس) مالاً سهلاً وصيداً وفيراً من هذا المنظور |
Senin ne durumda olduğunu gördü. | Open Subtitles | فقد رأى كيف كنت تعيش. |
Pekala, yani bir şey görmüş... | Open Subtitles | حسناً ، إذن فقد رأى شيئاً ما |
Edwards'ın ifadesine göre o akşam işten eve geldiğinde Morris'in evden ayrıldığını görmüş. | Open Subtitles | في ذلك المساء، وفقا لشهادة (إدواردز)، فقد رأى (موريس) يُغادر حينما وصل للمنزل من العمل. |
Yani, Piper'ın suç ortağını görmüş, ama bahse varım... - ... Audrey'i hiç görmemiştir. | Open Subtitles | لذا، فقد رأى مساعدة (بايبر)، لكن أراهنكِ أنه لم يرى (أودري) أبداً. |