Aslında sadece ölmeyeceğinden emin olmak için uğramıştım. | Open Subtitles | في الواقع أردت فقط التأكد من أنك لن تموت مثلاً |
Senin için burada olduğumu biliyorsun değil mi? Sadece neler olabileceğini tahmin ettiğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | تعرف أنني هنا من أجلك، أليس كذلك؟ أود فقط التأكد من أنك تدرك ما يمكن أن يحدث. |
Sadece muhteşem haberi duyup duymadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | ليس كثيرا. أردت فقط التأكد من أنك سمعت الخبر الرائع. |
Bize doğruyu söylediğinden emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد فقط التأكد من أنك تقول الحقيقة |
Suçluluk duymadığından emin olmak istedim sadece. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد من أنك لا تشعر بأى ذنب |
Bildiğine emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد من أنك على علم بهذا |
Sadece beni de Anthony gibi öldürmeyeceğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط التأكد من أنك لن (تقتلني كما قتلت (أنتوني. |
iyi oldugundan emin olmak istemistim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد من أنك بخير |
Yine de Zach için saklamak istemediğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | لكنني أردت فقط التأكد من أنك لا تريد (إبقائها لأجل (زاك |
Her şeyin yerinde olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | ...اريد فقط التأكد من أنك بخير حال |
İyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط التأكد من أنك بخير |
İyi. - Hatırladığından emin olmak istedim.. | Open Subtitles | -أريد فقط التأكد من أنك تتذكر. |
Rhoades ile çalışmaya devam ederek almış olduğun kararın sonuçlarını anladığından emin olmak istiyor sadece. | Open Subtitles | كان يريد فقط التأكد من أنك تفهم الخيار الذي كنت تتخذه بالاستمرار بالعمل لدى (رودز) |
Allie de Colorado'dayken, ben sadece sadece emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | ... مع وجود (آلي) في (كولورادو) ، أنا فقط ... أود فقط التأكد من أنك |