Yüzbaşım, Er Fischer. Tek bir sorum var. | Open Subtitles | قبطان، انا المُجّند فيشر لدي فقط سؤال واحد |
Normalde evet, ama senin için sadece bir sorum olacak. | Open Subtitles | عادةً، نعم لكن بالنسبة لكِ، لديّ فقط سؤال واحد |
Evet. Başlamadan önce Bir sorum daha var. | Open Subtitles | آه , نعم , فقط سؤال واحد قبل إن نبدأ |
Unutma istatistiklere göre jüri heyeti öğrenciyi okula kabul etmeye meyilliyse sadece tek bir soru sorarmış. | Open Subtitles | الآن، تذكري.. الإحصائيات توضح لو أن اللجنة مائلة لقبول طلب الإلتحاق سيسألون فقط سؤال واحد. |
Size bugün sadece bir soru soracağız. | Open Subtitles | سوف نسألكِ فقط سؤال واحد اليوم. |
Sorduğun adam. Tek bir sorum var, silahını nasıl taşıyor? | Open Subtitles | هناك فقط سؤال واحد كيف كان يحمل مسدسه |
Sorduğun şu adam. Tek bir sorum var: | Open Subtitles | هناك فقط سؤال واحد كيف كان يحمل مسدسه؟ |
(Alkışlar) Chris Anderson: Ted, sana Tek bir sorum var. | TED | (تصفيق) كريس أندرسون: فقط سؤال واحد لك، تيد. |
Bak, sadece bir sorum var sana. | Open Subtitles | انظرِي، لدي فقط سؤال واحد لكِ. |
Bu bayana sadece bir sorum var. | Open Subtitles | لدى فقط سؤال واحد لتلك السيدة |
Doğru, tabi ki. sadece bir sorum var. | Open Subtitles | حسنا , بالطبع فقط سؤال واحد |
Bir sorum daha var. | Open Subtitles | فقط سؤال واحد. |
Unutma istatistiklere göre jüri heyeti öğrenciyi okula kabul etmeye meyilliyse sadece tek bir soru sorarmış. | Open Subtitles | الآن، تذكري.. الإحصائيات توضح لو أن اللجنة مائلة لقبول طلب الإلتحاق سيسألون فقط سؤال واحد. |
sadece tek bir soru sordu Charlie | Open Subtitles | " فقط سؤال واحد يا " تشارلي |
Size bugün sadece bir soru soracağız. | Open Subtitles | سوف نسألكِ فقط سؤال واحد اليوم. |