O gün kokpitte yaşananları sadece iki kişi biliyor ve biri de benim. | Open Subtitles | هناك فقط شخصين اللذان يعرفان ما حصل في قمرة القيادة في ذلك اليوم |
Tüm yıl boyunca sadece iki kişi bu civarda yaşıyor. | Open Subtitles | يَعِيشُ فقط شخصين هناك , طِيلَة السَّنَة. |
sadece iki kişi başından itibaren sıkıntı, yıldan yıla yaşlanırsın, değişirsin.. | Open Subtitles | فقط شخصين يدخلوا في المشاكل سنة ورا سنة ويكبرو ويتغيرو |
Beraber takılan sıradan iki insan değildik. | Open Subtitles | كما تعلمين ، نحن لسنا فقط شخصين عشوائيين ألتقينا معاً |
Siberya diyoruz pardon da. Zaten orada iki insan yaşıyordur. | Open Subtitles | إنها "سيبيريا"، ربما كان هُناك فقط شخصين. |
Bu düğünde sadece iki kişiyi tanıyorsun. Biri de benim. | Open Subtitles | تعرفين فقط شخصين في هذا الزفاف وأنا واحد منهم |
O sadece iki kişiyi hatırlıyor. | Open Subtitles | هو يتذكر فقط شخصين فى تلك الولايه |
Kaza ve meşru müdafaa savunması yapmaları zekice çünkü odada sadece iki kişi varken meşru müdafaanın... aksini nasıl ispatlarsınız? | Open Subtitles | الفكرة التي أتوا بها أن الامر كان دفاع عن النفس أو حادثة ، كانت عظيمة بسبب أنهم كانوا فقط شخصين في الغرفة |
Onun üstünde sadece iki kişi var. | Open Subtitles | فقط شخصين أعلى منه |
Büyük parti olmadan, yalnızca birbirini seven iki insan... | Open Subtitles | بلا حفلة كبيرة فقط شخصين يحبون بعضهم |
Güvenlik kamerası sadece iki kişiyi gösteriyor, – | Open Subtitles | كمرات الامن عرضت فقط شخصين |