Sadece Fergie'nin arayıp seninle buluşmasını istediğini söyledi. | Open Subtitles | إنها فقط قالت أن فيرجى إتصل و أخبرها أن تتوجه لمقابلتك فكر معى |
Sadece birinin ona 50,000 önerdiğini söyledi. | Open Subtitles | فقط قالت إنّ شخصاً عرض عليه 50 ألفاً مقابل شئ ما |
Tam olarak hatırlamıyorum, sandığın kadar yetenekli olmadığın ve fikirlerinin çok kötü olduğu gibi bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | لا أتذكر بالتفصيل, فقط قالت شيء يخص أنك لست بالموهبة التي تظنين نفسك عليها وكل أفكارك مريعة |
Ama annem bütün bunları unutmamı ve devam etmemi söyledi. | Open Subtitles | لكن امي فقط قالت انه يتعين علي ان انسى ذلك واواصل |
Bak, dostum, spa'dan döner dönmez en yakın zamanla benle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | انظر يا رجل هى فقط قالت انها تريد التحدث الىّ حالما تنتهى من يوم المنتجع |
Sadece uzun boylu, esmer ve yakışıklı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لم تقل لي فقط قالت أنه طويل أسمر ووسيم .. |
Yalnızca hayatın yeniden başladığını söyledi. | Open Subtitles | فقط قالت انها ستبدأ الحياة من جديد |
Aileden olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ..هي فقط قالت بأنها من العائلة |
Hayır, sadece irtibata geçeceğini söyledi. | Open Subtitles | لا، فقط قالت بأنها ستكون على اتصال. |
Sadece yanlış bir zamanda söyledi. | Open Subtitles | و هي فقط قالت ذلك في التوقيت الخاطئ |
Sadece o olup bitmiş gibi geldiğini söyledi. | Open Subtitles | كلا, فقط قالت إيف بأنه كان يشبه كثيراً |
- Sadece iyi hissetmediğinizi söyledi. | Open Subtitles | -هي فقط قالت أنك لم تكن بصحة جيدة |
Az önce düşündüğüm şeyimi söyledi? | Open Subtitles | هل هي فقط قالت ما أظنها قالت؟ |
Başvurunun onay almadığını söyledi. | Open Subtitles | فقط قالت أن الطلب لم ينجح. |