Sence sırf sen evliliğinin bittiğini kabullenemiyorsun diye ondan vaz mı geçeceğim? | Open Subtitles | اتظنين أنني سأتخلى عنه فقط لأنك لا تستطيعين تقبل أن زواجك انتهى؟ |
- Ve sırf sen hiç çalışmadın diye... - Bu çalışamam anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا فقط لأنك لا تملك عمل ، أتعنين أننى لا أستطيع العمل |
Tatlım, sırf sen sevmiyorsun diye atılmayacak bu. | Open Subtitles | عزيزي هذا الطعام لن يذهب بعيدا فقط لأنك لا تحبه |
sırf sen gerçekten kim olduğunla yüzleşemiyorsun diye bunu benim üstüme atma. | Open Subtitles | فقط لأنك لا تستطيع التعامل مع حقيقتك لا تفرغ غضبك علي |
sırf hastalara karşı tutumumu beğenmedin diye bu şansı kaçıracak kadar basiretsiz davranacaksan inan bana senin yerini almak için bekleyen yüzlerce insan var. | Open Subtitles | ان كنت قصيرة النظر جداً كي لا تأخذي هذه الفرصة فقط لأنك لا تحبين طريقة معاملتي لمرضاي ثقي بي هناك مئات الاشخاص |
Sence sırf sen evliliğinin bittiniği kabullenemiyorsun diye ondan vaz mı geçeceğim? | Open Subtitles | أتظنين انى سأتخلى عنه فقط لأنك لا تستطيعين تقبل ان زواجك انتهى ؟ |
Duvarda asıl bir dilekçeyi sırf sen katılmıyorsun diye yırtıp atamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تمزيق عريضة من على الجدار فقط لأنك لا تتفق معها |
- sırf bir şeylerin sihir yaratmayacağını anlayamadığın için. | Open Subtitles | فقط لأنك لا يمكنك التتحقق من ماهية شيئا ما لايجعل منه شيء من السحر |
sırf bir şeyi anlamıyorsunuz diye o şey kötü olmaz. Tamam mı? | Open Subtitles | فقط لأنك لا تفهم شيئا لا يعني انه خاطئ |
sırf sen görmüyorsun diye orada olmadıkları anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنك لا ترينه لا يعني انه ليس هنا |
Kararlarım için bana güvenmeni istiyorum ve sırf sen kendi yaşamını kontrol edemiyorsun diye benimkini kontrol etmeni istemiyorum. | Open Subtitles | انا اريدُك أَنْ تَأتمنَني للقيَاْم بإختياراتِي الخاصةِ... وأنا أُريدُك أَنْ تَتوقّفَعن محاولةُ السَيْطَرَة على حياتِي فقط لأنك لا تَستطيعُ السَيْطَرَة حياتك! |