Babası ben olacağım. Sen Sadece küçük bir kaba mastürbasyon yapacaksın. | Open Subtitles | أنا سأكون الأب، أنت فقط يجب أن تستمني قليلاً في كأس |
Yanımda bir yetişkinin bulunması gerek Sadece. Uyanık olmaları şart değil. | Open Subtitles | انه فقط يجب ان يكون معي بالغا لايجب ان يكون واعيا |
Madem öyle, bilmem gereken bir şey söyle. Sadece bir şey. | Open Subtitles | اخبرني بشيء واحد فقط يجب ان اعلمه عنك، شيء واحد فقط |
- Bu Sadece... - O Washington'dan dönene kadar bekleyecek. | Open Subtitles | انا فقط يجب ان أنتضر الى حين عودته من العاصمة |
Anlaşılıyor ki düşündüğümüzden çok daha fazla bilgiyle , Sadece biraz ağırdan alarak. | TED | اتضح انه في الواقع يمكننا التعامل مع قدر من المعلومات اكثر من ما نظن فقط يجب ان ناخذ الموضوع ببساطة اكثر |
Şöyle derdi: "Müzik'te Sadece iki şey önemlidir: Ne ve nasıl. | TED | فقد قال: هناك شيئان فقط يجب أخذهما بعين الاعتبار في الموسيقى ماذا وكيف |
Yardımseverlik, her şeyi bilmemin gerekmediği, Sadece yardım alma ve vermede iyi olan insanlar arasında çalışmam gerektiği anlamındadır. | TED | الرغبة في مساعدة الأخرين تعني لا يجب أن أعرف كل شيء، انا فقط يجب علٌي العمل مع أشخاص يجيدون أخذ و إعطاء المساعدة. |
Sadece, geldiklerinde onların dikkatini çekecek bir şeyler düşünmeliyim, hepsi bu. | Open Subtitles | فقط يجب ان افكر قى شئ يُلفت انتباههم عندما يحضرون, هذا كل ما فى الأمر |
Bir şey istemiyorum, Sadece bu domuz ağılından sonsuza dek kurtulalım. | Open Subtitles | وأنا لا أريد شيئًا فقط يجب علينا أن نخرج من زريبة الخنازيرة هذه للأبد |
Sadece bu kahpeye tecavüz etmem gerekiyor. Her bağırış için 100 dolar ekstra... | Open Subtitles | فقط يجب علي أن اغتصب هذه العاهرة وكل مره تصرخ بها اقبض سعر مضاعف |
Sadece TV ve basın. Geride durmalısınız. | Open Subtitles | التلفاز و الصحافة فقط يجب عليك أن تتراجع |
Sadece teknolojilerini aşmanız gerekiyor ama korkarım onlar çok ilerideler. | Open Subtitles | فقط يجب أن تخترق تكنولوجيتهم التي آسف للقول بأنها أكثر تقدما من تكنولوجيتنا |
Biliyorum yaklaşıyoruz. Sadece ufak bir eleme yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن فقط يجب أن نقوم بعملية التّمحيص والحذف |
Doğru çıkması gerekmiyor. Sadece dikkatlerini başka yöne çekmeliyiz. Sadece dikkatlerini başka yöne çekmeliyiz. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن يصدقوا, نحن فقط يجب ان نصرف إنتباههم |
Herşey gibi. Sadece alışman lazım. | Open Subtitles | . هو مثل أي شئ آخر . فقط يجب عليك أن تعتاد عليه |
Ben Sadece bekleyip görmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط.. أفكر نحن فقط يجب أن ننتظر ونشاهد |
Sadece biraz rahatlamalıyım ve sürekli bu şekilde suçlu hissetmemeliyim. | Open Subtitles | انا فقط يجب ان .. انا فقط يجب ان اهدأ قليلا ولا اشعر بالذنب طوال الوقت |
McDonald dinlemedi. Sadece biz varız. Frank'i bulmalıyız. | Open Subtitles | ماكدونالد لايرد سماع شيء نحن فقط , يجب ان نجد فرانك |
Sadece içgüdülerimi kullanmalıymışım. Ben böyle mutluyum. | Open Subtitles | أنا فقط يجب أن أستعمل غريزتى وسأكون على ما يرام |
Sadece iki tane görürsen hemen gel. | Open Subtitles | ،عندما ترى اثنتين فقط يجب أن تأتي على الفور |