Bu ülkenin beni ne duruma getirdiğini bir tek sen görüyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط يمكنك أن ترى أن هذه البلد مصنوعة من القذارة |
İnsanları sokabileceğiniz bir tek yer var, gerçekten önemli olan bir yer. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط يمكنك لدغ البشر فيه، مكان واحد مهم جداً |
Düşündüm de, bir tek siz, onca şeyi yaşadıktan sonra aynı huysuz dallama olarak kalabilirdiniz. | Open Subtitles | كنت أفكر بالأمر وأنت فقط يمكنك أن تمر بكل ما مررت به لتخرج وأنت الشخص ذو الروح اللئيمة ذاته |
Bir çocuğa öğretecek Ancak o kadar şey olduğunu farkediyorsun. | Open Subtitles | عندما تدرك أن هناك الكثير من الاشياء فقط يمكنك تعليم الطفل |
Ancak o zaman Çinli askerleri, birkaç Japon denizcisini ve birkaç Japon işadamını buraya alıştırmaya başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | و عندها فقط يمكنك أن تضيف بعض الجنود الصينيين و بعض التجار اليابانيين و ربما رجل أعمال أو رجلي أعمال يابانيين |
Sen, sadece sen büyük bir projeyi gerçekleştirmeme yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنا لا أحاول شراءك أنت و أنت فقط يمكنك مساعدتي لعمل مشروع عظيم |
İsa'yı kalbine koymaya sadece sen karar verebilirsin, fakat sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | أنت فقط يمكنك أن تدخل المسيح إلى قلبكِ لكن يمكنني المساعدة |
Rica edebilirsin, değil mi? Benim için önemli. Bir işe yaramam lazım, hiçbir işe yaramamaktan bıktım. | Open Subtitles | انهم يحتاجون المتسلقون المهرة فقط يمكنك ان تطلبنى, الأمر هام بالنسبة لى |
Biliyorum bu biraz... bu şey her neyse işte ancak... bir tek bu gecelik bizim odamızda kalabilirsin belki? | Open Subtitles | انا اعلم هذا انه.. حسنا ايا ما يكون ولكن ... ربما لهذه الليلية فقط يمكنك النوم بحجرتنا |
bir tek sen, bu davayı aydınlatabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ فقط يمكنك حل هذه القضية |
Bunu bir tek sen yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت فقط يمكنك فعلها |
Ancak o zaman Beyaz Kaltak'ı yenebilir ve kardeşinizi kurtarabilirsiniz. | Open Subtitles | عندها فقط يمكنك هزيمة العاهرة البيضاء وانقاذ اخاك |
"Korkarım ki benden önce "Dört Kapıyı Öldürmek" i söylemelisin Ancak o zaman bu hamur köftesinden yiyebilirsin. | Open Subtitles | "أنا خائف" "عليك أن تغني قبلي" عندها فقط يمكنك أكل هذه الحلوى |
Çocuklarımın onları bırakmalarını sadece sen sağlayabilirsin. | Open Subtitles | انت فقط يمكنك ان تجعل اولادي يطلقوا سراحهم |
sadece sen benim anterior süperior temporal gyrusumu uyarabiliyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط يمكنك تحفيز تلفيفي الصدغي الأمامي العلوي |
Sadece sanatı kontrol edebilirsin. Sanatı ve mastürbasyonu. | Open Subtitles | ، فقط يمكنك التحكم بالفن الفن والاستمناء |
Ya da yağı kontrol edebilirsin. | Open Subtitles | سنقوم فقط كما تعلم ربما فقط يمكنك التحقق من الزيت |