Ancak, buranın dışarısı pek tekin bir yer gibi gözükmüyor, bu nedenle, eve birlikte döneriz diye düşündüm. | Open Subtitles | إنه نوعاً ما حي سيء الذي تعبرين من خلاله. لذا فكرتُ أن أصطحبكِ للمنزل. |
Birinin sana evden bahsetmiş olmalı diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرتُ أن هنالك شخص ما نصحكم بالقدوم هنا. |
Çok uzun süredir dolapta duruyorlardı. Eski bir NIS dosyasında çalışacağım için giymem uygun olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لكنها كانت في الخزانة لمدة طويلة لذا فكرتُ أن أرتديها |
Çünkü sadece bunu giysem diye düşündüm. | Open Subtitles | بسبب فكرتُ أن أرتدي هذا و حسب. |
Burası toplantı odamız olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ـ أجل! فكرتُ أن تكون هذه قاعة إجتماعتُنا. |
Bugün takayım diye düşündüm ama ne bileyim. | Open Subtitles | فكرتُ أن أرتديه اليوم، لكني لا أعلم. |
Gelirsem konuşabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرتُ أن آتي لنتكلَّم |