Yani ar-ge'deki bütün ürünlerin ürünü öneren kişinin fikri mülkiyeti olduğunu mu iddia ediyorsun? | Open Subtitles | حسنٌ، كلّ شيء موجود في أر أند بي يعتبر ملكية فكرية للشخص الذي أتى بفكرة المنتج |
Hepimizin fikri mülkiyet şartları var ve kendi projelerimizde çalışmamıza imkan veriyor. | Open Subtitles | جميعنا لدينا بنود ملكية فكرية بعقودنا تسمح لنا بمُتابعة العمل على مشروعات خارج الشركة |
Bak , bu işi eğlenmek için zeka problemine çevirme. | Open Subtitles | لا تجعل الأمر ممارسةً فكرية لأجل تسليتك الشخصية |
Araştırma ve geliştirme, hükümetin akıl deposu. | Open Subtitles | البحث والتطوير، والحكومة فكرية |
Hatalarınız göze batıyor, oldukça büyük ancak sosyal düşünsel değil. | Open Subtitles | علىالرغممن عيوبك،لكنها.. صارخةوهائلةومجردإجتماعية.. وغير فكرية. |
İnsanoğlu madde ile düşünceyi bağdaştıramayacağını anlayınca düşünceler üzerine çeşitli görüşlere yöneldi. | Open Subtitles | بما أن الانسان غير قادر يوافق بين العقل و المادة يميل لأن يطرح نوع من كينونة فكرية |
Siyasi ya da ideolojik bir grup olabilir. | TED | يمكن أن تكون نخبة سياسية أو نخبة فكرية. |
Şu an bu teori benim için entellektüel bir ilginin | TED | والآن تشكّل هذه النظرية بالنسبة لي أكثر من كونها مجرّد إضافة فكرية. |
Yazıda anlattıklarının ana fikri şuydu; bu yıkımdan en çok etkilenmiş ve hayat kaybına uğramış bu insanlar Tanrı'nın bunun olmasına nasıl izin verdiği hakkında entellektüel teoriler istemiyor | TED | وكان خلاصة ما قال كالتالي: إن الناس الأكثر تأثراً بهذا الخراب وبخسائر الأرواح لا يرغبون في سماع نظريات فكرية عن سماح الرب بحدوث هذه المأساة. |
O dönemlerde, İtalya'da Yeni Platonculuk denilen bir fikri akım vardı. | TED | كانت هناك حركة فكرية في ايطاليا في ذلك الوقت تدعى "الأفلاطونية الحديثة". |
Onlar fikri mülkiyet şirketi olmak istemiyorlar, onlar bir çikolata şirketi olmak istiyorlar ve sonsuza kadar çikolata şirketi olmak istiyorlar. | TED | هم لا يريدون أن يكونوا شركة أبحاث وملكية فكرية; هم يريدون أن يكونوا شركة شوكولاته، لكنهم يريدون أن يظلوا شركة شوكولاته للأبد. |
Onların deyimiyle, Espheni hayal edilemeyecek bir zeka kapasitesine sahip bu demek oluyor ki, bilgisayar gibi sayısal işe yarayan veya bilgi depolaması yapan aletlere de ihtiyaçları yok. | Open Subtitles | الاشبيني كما يدعون لهم قدرات فكرية تفوق الخيال مايعني انهم لايحتاجون الى الآت حسابية |
Tabii, bilirsin işte hiç param olmayınca, bu durumda iş daha çok, bir zeka antrenmanına dönüyor. | Open Subtitles | أنت تعلمين، ليس لدي أي مال لذلك هي أقرب إلى كونها ممارسة فكرية |
Bunun bir akıl ilişkisi olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أن علاقتنا علاقةٌ فكرية |
Mükemmel akıl savurma. | Open Subtitles | -غربلة فكرية رائعة |
Bunu basit bir düşünsel deney ile ispatladı. | Open Subtitles | ولقد أثبت ذلك بتجربة فكرية بسيطة |
İnsanoğlu madde ile düşünceyi bağdaştıramayacağını anlayınca düşünceler üzerine çeşitli görüşlere yöneldi. | Open Subtitles | بما أن الانسان غير قادر يوافق بين العقل و المادة يميل لأن يطرح نوع من كينونة فكرية |
Ülkenize ideolojik ya da siyasi sebeplerden ötürü mü ihanet ettiniz? | Open Subtitles | هل خنتِ وطنكِ لأسباب فكرية أو سياسية؟ |
Derslerimizin her birinde, bir öğrenci topluluğu ve paylaşılan entellektüel çabanın etrafında küresel bir insan topluluğu oluştu. | TED | مع كل فصل من فصولنا، أُنشئت مجتمعات من الطلاب، مجتمع عالمي من الناس مجتمعون حول مساعي فكرية مشتركة. |
Sizleri bir düşünce deneyi ile başbaşa bırakıyorum: Fermi paradoksu. | TED | أترككم مع تجربة فكرية أخيرة: مفارقة فيرمي. |
Ona teklif ettiğim, bir zihin evliliğiydi, gerçek bir entelektüel ortaklık. | Open Subtitles | لا، الزواج الذي اقترحته عليها كان زواج عقل، شراكة فكرية حقيقية، |