İki insan birbirini sevdiği sürece, Tanrı'nın aynı pütürcük ya da pıtırcıkları olmasını umursayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | طالما شخصان يحبان بعضهما ، فلا أظن الرب يهتم ما إذا كانوا ذات الجنس |
Baban, tarif ettiğin gibi biri ise, kendi sırlarını, evindeki bilgisayarında tutacağını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لوكانوالدكِكما تصفين, فلا أظن أنه سيترك أسرار هامة على حاسوب العائلة |
Yardımımı iste veya isteme, seçme şansının olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ,و سواء كنت تريد مساعدتي أم لا فلا أظن أنك تملك الخيار |
Bunu sevdiysen, bu gece uyuyabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | إذا راقت لكِ هذه فلا أظن أن باستطاعتي النوم الليلة |
Anladığını sanmıyorum. Etrafa bakınca, hiç anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن ذلك، بالنظر في هذا المكان فلا أظن أنك تفهم |
Eğer bu kusursuz bir politik tuzaksa, ...bunu Indira Starr'ın kurgulayacak kadar zeki olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنه إن كان هذا هو الفخ السياسي الأمثل فلا أظن أن أنديرا ستار ذكية بما يكفي لتخطر لها الفكرة |
Savunma kaynaklı hiçbir yara bulamadım, yani eğer burada bir kavga olduysa bu adamın o kavgayla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لمْ أجد أيّ جروح دفاعيّة، لذا لو كان هُناك قتال، فلا أظن أنّه كان مُشاركاً فيه. |
Oradan çok güzel suratlı başka biri çıkarsa bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | رباه، إذا ظهر وجه رائع من هناك، فلا أظن بوسعي التعامل معه. |
Kan kaybı ve o ısırık arasında, cevaplara yetecek kadar zamanın olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | بسبب نزيفه والعضّة، فلا أظن أن لديه وقتًا كافيًا للإجابة. |
Yarın önüme o belgeyi koyarlarsa imzalayacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | إذا عرضوا عليّ ذلك غداً فلا أظن أنه بإمكاني التوقيع عليه |
Ama çakallar indiğinde burada olmayacağım için bunun pek işe yarayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنني لن أكون هناك عندما تنقض بنات آوى فلا أظن أن ذلك سيجدي نفعاً. |
Acele et. Bu kanunsuzun izin emrini bekleyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أسرع ما استطعت، فلا أظن ذلك المقتصّ ينتظر تصاريح. |
Eğer bu akşam işler yolunda giderse ölmüş olmamın sorun yaratacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | إن سارت الأمور على مايُرام الليلة، فلا أظن أن أمر موتي سيبقى مشكلة. |
Eğer o kötü şeyler olduysa Dwight'ın bunlarla ilgili en ufak bir bilgisi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | إذا كانت تلك الأشياء الشريرة قد حدثت بالفعل فلا أظن أن دوايت" شابين" كان يعرف عنها أي شيء |
Evet. Yani eğer o, onu satın aldıysa, orjinali olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أجل وإذا إشتراها فلا أظن أنها الأصلية |
Senin gibi şık giyinen birinin erkek tarafından olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | فلا أظن أن لديهم مثلكِ في عائلة ريس |
- Gökyüzü fikrini tercih ederim. - Daha iyi bir fikri olan yoksa başka bir şansımız olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | -ما لم يأتِ أحدٌ بفكرةٍ أفضل، فلا أظن أمامنا خيار آخر |
- Hayır. Daha yüksek sesle. Arkadaşlarının duyduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ارفع صوتك , فلا أظن أن أصدقائك سمعوك |
Kalkmak için yeterince yol geldiğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | فلا أظن أن لدينا مسافة كافية لنقلع |
Jor-El her neyse şu an burada olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أياً كان هو (جور-إل)، فلا أظن أنه هنا حالياً |