Şöyle diyelim, layığını buldu. | Open Subtitles | حسناً، فلنقل فحسب أنّها حصلت على ما تستحقّه |
Şöyle diyelim benden geri döndüremeyeceğim bir şey aldı. | Open Subtitles | فلنقل فحسب انها أخذت شيئا مني لا يمكنني أن أسترجعه |
diyelim ki son zamanlarda, tüm bunların arkasındaki NID'nin korsan kanadının tamamen yok edilemediğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | فلنقل فحسب أن الخطر الذي كانت تسببه منظمة (ان اي دي) لم يزل كلياً |
Şöyle söyleyeyim, ettiğini buldu. | Open Subtitles | حسناً، فلنقل فحسب أنّها حصلت على ما تستحقّه |
diyelim ki bir sebepten dolayı Princeton kaplanlarına dönüşüyorlar. | Open Subtitles | فلنقل فحسب أنهم "نمور برينستون" لسبب |
Bana yapacaklarına kıyasla, Ali'ye çok yumuşak davranmış diyelim. | Open Subtitles | فلنقل فحسب أنه تولى أمر (ألي) بالقفاز الجدي مقارنة بما كان سيفعل لي |