"فلهذا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yüzden

Uzun hikâye ama bu oysa deneyleri bu yüzden durdurmuş olmalılar.
قصّة طويلة، لكن إن كنت محقّة، فلهذا السبب أقفوا تجاربهم عليّ

Uçuşu yasak kişiler listesindeyim, bu yüzden hemen ayrılmam gere.
أنا في لائحة غير المسافرين، فلهذا يجب علي الذهاب هنالك

Bu yüzden pek çok insan gerçek potansiyellerinin altında kalıyor.
كما ترى، فلهذا السبب يقدم العديد من الناس أقل من قدرتهم بالواقع.

Ama ayakkabı alacak parası yok ve bu yüzden borç bulmak zorunda kalacak.
أبي لا يملك أي مال حتى نهاية الشهر فلهذا فسيضطر للاستدانة

Ben zaten öldüm o yüzden umurumda değil.
سام أنا أعتبر نفسي ميت فلهذا لاأبالي أله أيذا كنتم تريدون الأنظمام إلى حفلتي

Bu yüzden senden iyilik yapmanı istiyordum ve fark etmediysen diye söylüyorum masandaki kanıtı da bu yüzden çaldım.
وإذا لم تلاحظ، فلهذا سرقت دليلًا من على مكتبك.

Çok fazla fasulyem yoktu içi için, bu yüzden onu pirinç ve yulaf ezmesiyle doldurmak zorunda kaldım.
ليس فيها الكثير من الفاصولياء فلهذا اضطررت أن احشوها بالرز والشوفان

Senin bir dahi olman gerekiyor. Bu yüzden seni buraya getirdim.
من المفترض أن تكون عبقرية فلهذا جلبتك

Evet, bu yüzden kimse bunu imzalamasını istemeyecek ve ben de, beni diğer çizgi roman fanı ayak takımından ayıracak olan; eşsiz ancak kafa karıştırıcı unvanın sahibi olacağım.
أجل, فلهذا السبب لن يطلب منه أحد أن يوقع تلك المجلة و سأكون المالك الوحيد لمنتج مذهل و فريد و إن كان محيرا بعض الشيء و لكنه سيميزني و يفصلني عن بقية الناس العاديين في مملكة محبي الكتب الهزلية

Bu yüzden en başından bunun içindeydi zaten.
فلهذا كانت محبوسة هنا في المقام الأول

O yüzden bir daha yapmıyorsunuz.
فلهذا لن تقوموا بهذا الآن

Bu yüzden seni incitiyorlar.
فلهذا تصدمين كل مرة

Ama artık biliyorum. Bu yüzden sana teşekkür ederim.
لكن الآن أعرف , فلهذا شكرا لك

Onu da götürmelisin, Justin. Amerika'ya bu yüzden geldi.
عليك أن تصحبه يا (جستن) فلهذا أتى لـ(أمريكا)

Johnson bunu biliyordu, o yüzden onu da öldürdü.
فحينها، عَلِمَ (جونسون) بأنّه قتل، فلهذا قتل (جونسون).

Bu kadar çok olmasının sebebi bu yüzden.
فلهذا هم كثر للغاية

İnsanlar bu yüzden evleniyor.
فلهذا يتزوج الناس.

O yüzden geldim zaten.
- اجل، فلهذا أنا هنا -

Bu yüzden sana her şeyi sordum.
فلهذا دعوتك لمرافقتي لكني...