Senin yeni birini almam için beni görevlendirmenle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | تماماً، فليس بيدنا حيلة تجاه حقيقة أنّكَ أمرتَني بتعيين واحدة |
Eğer öldüyse, elimizden gelen bir şey yok, eğer ölmediyse, plansız programsız buraya saldırmanın ona bir yararı olmayacaktır. | Open Subtitles | إن كان قد مات فليس بيدنا شيء لنفعله وإن لم يكن فاقتحام المكان دون خطة لن يساعده |
Kadın şikâyetçi olmadığı sürece yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | إن لم توجه له زوجته اتهامات فليس بيدنا حيلة |
Eğer yanlış anlamadıysam, Bay Ellison başka şansımız yok. | Open Subtitles | إن لم أكن مخطئة سيّد (أليسون)، فليس بيدنا خيار آخر! |
Ve Diana'nın, Kraliyet Ailesi üyesi olmadığını dikkate alacak olursak ailesinin arzularına saygı göstermekten başka bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | وبما أن (ديانا) ما عادت من العائلةالمالكة... فليس بيدنا خيار آخر سوى إحترام رغبتهم |
Ve Diana'nın, Kraliyet Ailesi üyesi olmadığını dikkate alacak olursak ailesinin arzularına saygı göstermekten başka bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | وبما أن (ديانا) ما عادت من العائلة المالكة... فليس بيدنا خيار آخر سوى إحترام رغبتهم |