O hâlde Fleming'in yapması gereken tek şey, Nelson'un bilgisayarına önceden yazılmış bir mesaj gönderip onu kendi bilgisayarı hâline dönüştürmekti. | Open Subtitles | لذلك كان كل فليمينغ أن تفعل من هنا كان ل الإفراج السيناريو مكتوب مسبقا على جهاز الكمبيوتر نيلسون، تحويله إلى غيبوبة. |
Bay Fleming Disney World' teydi ve şu anda serbest. | TED | بينما كان سيد فليمينغ في عالم ديزني. وقد أُطلق سراحه الآن. |
Fleming'i almaya gittiğinizde vücudunda herhangi bir çürük fark ettiniz mi? | Open Subtitles | وإذا كنت أعرف لماذا، وأنا لن تكون جالسا هنا معك. هل لاحظت أي إصابات عندما اخترت فليمينغ تصل؟ |
Diyelim ki fotoğrafları indiren ve Koç Nelson yollamış gibi gösteren, Fleming'di. | Open Subtitles | حسنا، لذلك التنزيلات فليمينغ الصور الصبي، |
Artık Nelson'u Fleming'in öldürmediğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعم، حسنا، نحن نعلم فليمينغ لم قتل نيلسون. كان لديه عذر. |
Todd Fleming'in doktor kayıtlarında 8 ay önce antidepresan kullanmaya başladığı yazılı. | Open Subtitles | تظهر السجلات الطبية تود فليمينغ انه المنصوص عليها مضاد للاكتئاب قبل ثمانية أشهر. |
Kylie Fleming korkunç bir şey gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | كما تعلم، كايلي فليمينغ قالت أنها رأت شيئاً مرعباً |
Corry Fleming, Lee Venderhorn'a karşı. | Open Subtitles | من كروي فليمينغ إلى لي فندلهورن |
Trende beni gözetlemek bu Pul'la Fleming'in açılmalarını sağlar ya. | Open Subtitles | أجل، رؤيتي على متن القطار ستجعل (سكالز) و(فليمينغ) يبوحا بأسرارهما |
Pul'u Fleming'in Satranç olduğunu söylediği sırada duydum ama kimse umursamadı. | Open Subtitles | لقد جعلت (سكالز) يفضح أن (فليمينغ) هو (تشس)، ولم يهتم أحد |
Kayıt için söylüyorum, Memur Foster'ın özür dilerim, Fleming'in görünürde hiçbir yarası yok. | Open Subtitles | (للسجلات, أسجل أن المحققة (فوستر (عذراً, (فليمينغ .لم تظهر عليها أي إصابات معينة |
Evet, ben Maryland Bulvarı girişini alacağım Fleming de diğer tarafı alacak. | Open Subtitles | أجل، سأتولى ما بين الخليج و(ماريلاند أفنيو) (فليمينغ) سيتولى الجانب الآخر |
Bay Fleming ya da meclis üyelerinden biri gitse olmaz mı? | Open Subtitles | ماذا عن السيد (فليمينغ) أو أحد أعضاء البلدية؟ |
Alexander Fleming'in penisilin mantarı vardı benimse bu. | Open Subtitles | ألكساندر فليمينغ) كان إكتشافه) "فطر "البنسلين وأنا لديّ هذا |
Milyarder Peter Fleming... | Open Subtitles | أعني بربك، ما الأمر؟ مليونير، (بيتر فليمينغ)؟ |
Başkan ve CEO Peter Fleming'in amacı Ark'ı bütün Amerikan şehirlerine taşımak. | Open Subtitles | (شيرمان) و المدير التنفيذي (بيتر فليمينغ) يخططان لنشر حلول (آرك) لكل المدن عبر أمريكا |
Bay Fleming. Vince Faraday. Size bahsettiğim dedektif. | Open Subtitles | سيد (فليمينغ)، هذا (فينس فاراداي) المحقق الذي أخبرتك بشأنه |
Sen bana Fleming'i soymama yardım et. Ben de aileni geri almana yardım edeyim. | Open Subtitles | ساعدني في سرقة (بيتر فليمينغ)، وسأساعدك في العودة إلى عائلتك |
Güven bana, sana yardım ederim. Fleming'in zayıf noktalarını biliyorum. | Open Subtitles | وثق بيّ يمكنني مساعدتك في ضرب (بيتر فليمينغ) في نقطة ضعفه |
Peter Flaming polis teşkilatımızı aldı. Şimdiyse hapishanelerimizi istiyor. | Open Subtitles | لقد مُنح (بيتر فليمينغ) إدارة شرطتنا والآن يريد إدارة سجوننا.. |
Ben Balina Radyosu'ndan Cory Flemming. | Open Subtitles | هذا كروي فليمينغ من الإذاعة المحلية يقول: |