doğal olarak onunla ortak olmalıydım. Üstelik iyi de gitti. | Open Subtitles | فمن الطبيعي اضطررت أن أكون شريكها وكانت انطلاقة جيدة أيضًا |
Yani doğal olarak herkes İngilizce eğitim almak istiyor. | TED | لذا فمن الطبيعي أن يرغب الجميع في الحصول على تعليم باللغة الإنجليزية |
Dördümüz burada birlikte yaşamaya alıştık ve sonra sen geldin, doğal olarak senin hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | لقد اعتدنا على العيش معا هنا، نحن الأربعة وحين جئت إلينا فمن الطبيعي أن نتحدث عنك |
Böyle zeki ve yakışıklı bir dayın olunca bu gayet doğal. | Open Subtitles | عندما يكون لدى أحد عم مثلك، فمن الطبيعي أن يكون غيوراً |
Katie, yaşadıklarından sonra bunlara bir anlam vermeye çalışman gayet doğal. | Open Subtitles | حسنا ، كاتي ، فمن الطبيعي ، بعد ما مررتى خلال ذلك |
Birinin, iyi bir şey gördüğü zaman, onu istemesi doğaldır, değil mi? | Open Subtitles | إذا رأى الشخص شيء جيد فمن الطبيعي أنه سيريده أليس كذلك ؟ |
Bir metal şovunda tişörtlerini çıkarıp atmak, kendini kaybetmek normaldir. | Open Subtitles | فمن الطبيعي تماما بالنسبة للرجال للذهاب الى حفلة موسيقية من المیتال، خلع قميص، هز ذلك على رأسه وتنرفز |
Mühim bir şey değil. Biriyle çıkmaya başladığın zaman insan bazı şeyleri doğal olarak koyveriyor. | Open Subtitles | إنه ليس أمر خطير ، فعندما تواعد شخص فمن الطبيعي أن تتخلى عن بعض الأشياء |
doğal olarak ışık hızıyla her yere baktım. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي أنني خرجت أطوف حول المكان بسرعة حوالي 250 ميلاً في الساعة. |
Bu yüzden doğal olarak bana göre yeteneklerim ve yeterince tecrübem olup olmadığı konusunda ara sıra şüphelerim oluyordu. | Open Subtitles | فمن الطبيعي , من وجهة نظري بعض الأوقات أشك بقدراتي هل لدي الخبرة الكافية |
Bu yüzden, doğal olarak, çalışma gömleğimi kimliğimi aldım. | TED | لذا فمن الطبيعي أن معي سترتي وهويتي. |
Ama doğal olarak, o kısıtlı erzakla ve artan nüfusla birlikte sonu gelmeyen ölümler kaçınılmazdı. | Open Subtitles | وبديهي بهذه الحصص الغذائية الغير كافية... والازدحام السكاني فمن الطبيعي حدوث نسبة وفيات مرتفعة |
Jang, cumhurbaşkanlığı seçimini kaybederse doğal olarak af filan da olmayacak. | Open Subtitles | إن خسر "جانغ" في الانتخابات التمهيدية، فمن الطبيعي ألا يكون هناك عفو. |
Birbirimize her şeyi anlatırız. gayet doğal. | Open Subtitles | أوه، نخبر بعضنا كل شيء، فمن الطبيعي فقط. |
Bir kadınla erkek birbirinden hoşlanmıyorsa ayrılmaları gayet doğal. | Open Subtitles | إذا لم يحب الرجل ؛المرأة.. فمن الطبيعي أن ينفصلا؟ |
Gece gökyüzünü izlerken yıldızların etrafımızda döndüğünü düşünmek gayet doğal. | Open Subtitles | مشاهدة السماء ليلا، فمن الطبيعي ان تعتقد ان النجوم تتحرك من حولنا. |
Öyleyse, bizim için gayet doğaldır ki, bir şeyin muhtemelen Tanrı'nın, evrenin meydana gelmesine neden olduğunu varsayarız. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي لدينا أن نفترض وجود شيء ربما إلــه لابد وأنه تسبّب في أن يأتي الكون الى الوجود |
Babaların erkek çocuklarına düşkün olması doğaldır. | Open Subtitles | فمن الطبيعي للآباء أن يكونوا قريبين من أبنائهم |
- eylemlerini anlamaya çalışmak doğaldır. | Open Subtitles | فمن الطبيعي أنهم يريدون أن يكون لأعمالهم معنى |
Bir insan, senin yaşandığın gibi bir travma yaşadığında vücudunun bazı yanıtlar vermesi normaldir. | Open Subtitles | عندما يكون الشخص عنده تجربة مع الصدمات النفسية، مثل التي مررت من خلالها فمن الطبيعي للجسم أن يكون لديه عدة استجابات |
Bunu tehdit olarak görebilirsin, normaldir... | Open Subtitles | وهناك الكثير من الرجال في منصبك لن تراني كتهديد. فمن الطبيعي فقط . |
Bunu tehdit olarak görebilirsin, normaldir... | Open Subtitles | وهناك الكثير من الرجال في منصبك لن تراني كتهديد. فمن الطبيعي . |