Atlantis, Güzel Manzara, Huzur otel gibi pejmürde otellerin olduğu kasvetli bir yerdi. | Open Subtitles | كان مكاناً كئيباً به فنادق رديئة . أمى كانت تشبه كثيراً تلك الفنادق |
Her neyse, Castro'daki otel'de bulunan bir ceset için görevdeydik. | Open Subtitles | على كل، كنا نحقق حول جثة في إحدى فنادق كاسترو |
Ama bunun başladığı zaman, sorunlarımıza çözümler bulacağız. Ve hızlı bir şekilde, yörüngemizde oteller göreceksiniz. | TED | لكن أعتقد متى تحقق ذلك, سنجد الحلول. سريعا جدا, سترون فنادق المنتجعات تلك في المدار. |
Kolon yığını evler, rokoko oteller ve Yarı-Yunan iş merkezleri inşa edeceksiniz. | Open Subtitles | ستبنى مستعمرات سكنية فنادق مزخرفة وبنايات أدارية شبه أغريقية الطابع |
Alicia söyle Kalinda , Kent'in kaldığı diğer Otelleri kontrol etsin. | Open Subtitles | اليشا اجعلي كاليندا تفحص إذا كان قد أقام في فنادق أخرى |
Şu anda ilgilenmeniz gereken;uçak biletleri ve otel rezervasyonu.Zaman kaybediyorsunuz. | Open Subtitles | لديك رحلات لتحجزها، لديك فنادق لترتب معها، أنت تهدر الوقت |
O blokta hiç boş ofis ya da otel var mı? | Open Subtitles | هل يوجد أي مكاتب فارغة أو فنادق في تلك المنطقة ؟ |
Arkadaşımda kalıyorum, otel faturası yok yani. Hayır, daha gelemem. | Open Subtitles | لا فواتير فنادق لا، لا يمكنني المغادرة الآن، سأتصل بك |
New York'un hakkını vermek lazım. otel odaları gerçekten çok büyük. | Open Subtitles | شيء واحد لابدان تجده في نيو يورك فنادق لطيفه وكبيره |
otel yok, dükkan yok Araba kiralama yok... | Open Subtitles | ..لا دكاكين, لا فنادق لا محل تأجير سيارات |
Gemicilik, oteller, karnavallar ve sirklerle bunu çeşitlendirdim. | Open Subtitles | لقد نوعت نشاطى سيرك, شحن, فنادق, كرنفالات |
Kötü maçlar, Kötü maaş, kötü şehirler, kötü uçuşlar kötü oteller, çok kötü yemekler evsiz, yuvasız, yalnız. | Open Subtitles | مباريات ردئية, دخل ردئ مدن ردئية, رحلات رديئة فنادق رديئة أكل ردئ جداً بدون بيت, بدون جذور وحيد |
Eminim biliyorsundur ama bil bakalım hangi oteller kralı New Yorklu bir basın danışmanıyla ilişkiye girmiş? | Open Subtitles | أنا واثق أنكِ تعرفين هذه لكن خمني أي ملك فنادق يمارس علاقة خاصة جداً مع إمرأة علاقات عامة؟ |
"Son 37 yıl boyunca Hawksin Otelleri tutkumuz oldu." Bu güzel. "Tutkumuz oldu." | Open Subtitles | جرينجر : فى آخر 37 عامآ فى فنادق هوكسن. لقد كان تطلعنا |
Hawksin Otelleri, size olmak istediğiniz kişi gibi hissettirir. | Open Subtitles | المتحدث : فى فنادق هوكسن نحن نساعدك لنكون من تود أن تكونه |
- Bay Questadt. Las Vegas'da üç büyük oteli kontrol ettiğiniz doğru mu? | Open Subtitles | أصحيح أنك تملك الحصص الأكبر فى 3 فنادق من بين أكبر الفنادق فى لاس فيجاس ؟ |
Benim okuyucularım beyaz olur. Beni beş yıldızlı otellerde dinlemeye gelirler. | Open Subtitles | قرائي من البيض, يأتون لكي يستمعون لي في فنادق 5 نجوم |
otellere veya geleneksel otorite biçimlerine ihtiyacımız yok demiyorum. | TED | لا أقول أننا لسنا بحاجة إلى فنادق أو إلى أشكال السلطة التقليدية. |
Bana aileni Vegas'a taşıyacağını söyleyeceğini sandım, ve Houstan otellerinin başkan yardımcılığının teklif edildiğini de. | Open Subtitles | توقعت منك أن تخبرنى أنك ستنتقل بعائلتك الى فيجاس وانة قد عُرض عليك منصب نائب رئيس فنادق هوستان هناك |
Benzin almış, para çekmiş, motel odası tutmuş, her şey var. | Open Subtitles | هذا بنزين, سحوبات من الصراف الألي غرف فنادق, كل شيء |
Jerry, Tokyo? daki iş otellerini hiç gördün mü? | Open Subtitles | جيري، هل رأيت سابقاً فنادق رجال الأعمال في طوكيو؟ |
Tebrik ederim... siz başardınız Donald Sinclair ve Venetian Hotel ve Kumarhanesi adına... | Open Subtitles | نيابةً عَنْ السّيدِ دونالد سينكلير ونيابة عن فنادق وكازينو فينيسي |
otelde kalıyorlardı. Güvenli evde değil. | Open Subtitles | كانوا يُقيمون في فنادق , ليس بمنازل آمنة |
Amcam geçen sene boğazını kesti. Tren yolu otelinde. | Open Subtitles | قام عمي بشق حنجرته في احد فنادق سكك القطار |
Mahalle arkasındaki otellerden birine götürürüz. | Open Subtitles | يمكننا أن نخدعها بأحد فنادق الشارعالخلفي... |
Seni Karayip otellerine vermelerini istedim ama onlarla daha fazla çalışacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنت سأسألهم أن يضعوك ، "في "فنادق الكاريبي لكنني لا أعتقد أني سأبقى هنالك لفترة أطول |