Ben burada hayır kurumu oteli işletiyor da değilim. | Open Subtitles | لكنّي لا أدير فندقًا خيريًا هنا. |
Yangından kurtuldu. Sonra oteli bulduk. | Open Subtitles | إنها نجت من الحريق ووجدنا فندقًا. |
Portsmouth'ta oteli idare eden çiftle tanıştın. | Open Subtitles | وفي (بورتسموث) إلتقيتِ بزوجين يديران فندقًا |
Şu tarafta birkaç sokak ötede bir otel görmüştüm. | Open Subtitles | رأيت فندقًا بعد شارعين من هذا الاتّجاه. |
bir otel inşa etti, insanları öldürmek için özel bir otel. | Open Subtitles | لقد بنى فندقًا، فندقًا خاصًا لقتل الناس |
Bize bir otel bulur, Dorota'ya bizimle orada buluşmasını mesaj atarım. | Open Subtitles | سأجد فندقًا وأرسل لـ(دوروتا) كي تقابلنا هناك. |