Seni rahatlatacaksa, senden kuşkulanmayan bir kişi var. | Open Subtitles | إذا كان هذا سيمنحك الراحة فهناك شخص واحد لا يرتاب بك أشكرك |
Eğer bu düğünü dilediğin gibi yapmak istiyorsan, sana yardım edebilecek tek kişi var. | Open Subtitles | إن كنتِ تصرين على اقامة الحفل بطريقتكِ فهناك شخص واحد بإمكانه مساعدتك في تحقيق ذلك |
Ve Mo, diğer yelekleri bulmayı gerçekten istiyorsanız konuşmanız gereken sadece bir kişi var. | Open Subtitles | و(مو)، إذ كنت تريدين حقاً العثور على السترات الأخرى فهناك شخص واحد فقط تحتاجين التحدث إليه |