O zaman kıskançlığınızı değil şefkatinizi hak ediyor. Kıskançlık mı? | Open Subtitles | حسنا , لذلك فهي تستحق شفقتك . لا غيرتك عليها |
Dürüst olmak gerekirse, senin gibi birini hak ediyor. | Open Subtitles | و إحقاقاً للحق، فهي تستحق رجلاً مثلكَ. |
Dürüst olmak gerekirse, senin gibi birini hak ediyor. | Open Subtitles | و إحقاقاً للحق، فهي تستحق رجلاً مثلكَ |
O kadar çok çalıştığı sınavdan onu mahrum ettiniz girmeyi tamamen hak etmişti! | Open Subtitles | بعد ذلك تركتها خارج الأختبار بالكامل وهي مستعدة جدا وذلك فهي تستحق بالكامل أن تأخذه |
Sonra onu sınavdan uzak tutuyorsunuz hem de o kadar ineklemişti... ve girmeyi de hak etmişti! | Open Subtitles | بعد ذلك تركتها خارج الأختبار بالكامل وهي مستعدة جدا ولذلك فهي تستحق بالكامل بأن تأخذه |
Onunla gurur duyuyorum. Bunu hak ediyor. | Open Subtitles | ـ أنا فخور بها، فهي تستحق هذا المنصب |
Bu yüzden göz atmayı hak ediyor. | Open Subtitles | لهذا فهي تستحق المُراجعة. |
Bu nezaketi hak ediyor. | Open Subtitles | فهي تستحق تلك المُجاملة |
Eğer Tessa bizimle beraber hayatını riske atacaksa... gerçekleri bilmeyi hak ediyor, hepsini. | Open Subtitles | إذا كانت (تيسا) ستخاطر بحياتها معنا فهي تستحق معرفة الحقائق، جميعها |
Eğer temizlikçimse, bunu hak etmişti. | Open Subtitles | إن كانت مدبّرة منزلي، فهي تستحق هذا |