ve sonra olayları bir suç cümbüşü gibi göstermek için sahte soygun kuruyor. | Open Subtitles | و من ثم نظم عملية سطو وهمية لجعلها تبدو و كأنها جريمة فورة |
Yaşam koçu arayışında öldürme cümbüşü yapan tarihte ilk sen olmalısın. | Open Subtitles | مؤكد أنك أول شخص في التاريخ يبدأ فورة قتل في سبيل الحصول على مُدرب حياة |
Ama bulup bulacağın şu ki, Don, koşuşturmaca sona erip kendi sırtını sıvazlamayı bıraktığında, hikâyeyi anlatacak kimse de kalmadığında şu an olduğun kadar yalnız olacaksın. | Open Subtitles | ولكن ما ستكتشفه يا (دون) هو أنّه بعد انتهاء فورة الحماس وبعد انتهائك من التربيت على ظهرك ولا يعد هنالك من تروي له الحكاية ستكون وحيداً كما هي حالك الآن |
Ama bulup bulacağın şu ki, Don, koşuşturmaca sona erip kendi sırtını sıvazlamayı bıraktığında, hikâyeyi anlatacak kimse de kalmadığında şu an olduğun kadar yalnız olacaksın. | Open Subtitles | ولكن ما ستكتشفه يا (دون) هو أنّه بعد انتهاء فورة الحماس وبعد انتهائك من التربيت على ظهرك ولا يعد هنالك من تروي له الحكاية ستكون وحيداً كما هي حالك الآن |
- Tabii ki. Bu hayatımda gördüğüm en saçma alışveriş çılgınlığı. | Open Subtitles | هذه أغرب فورة إنفاق سبق ورأيتها. |
Onun mağazasında bir alışveriş çılgınlığı yaşamadan önce. | Open Subtitles | وقبل دخولكِ في فورة الصرف في متجره. |
Lambert'i caddede gördüğünde, onun her sadakasını, her öğüdünü kişileştirdin ve öfke içinde onu vurdun. | Open Subtitles | عندما رأيت لامبرت في الشارع جعلت منه تجسيدا لكل كتيب وكل كلمة بموعظة وفي فورة غضب أرديته |
Yaşam koçu arayışında öldürme cümbüşü yapan tarihte ilk sen olmalısın. | Open Subtitles | مؤكد أنك أول شخص في التاريخ يبدأ فورة قتل في سبيل الحصول على مُدرب حياة |
Kaç milyon harcadın bu adına alışveriş çılgınlığı diyelim. | Open Subtitles | كم صرفتٍ من مليوننا على... حسنٌ سنسمّيها فورة تسوّق.. |
Bu Noel, alışveriş çılgınlığı çiçek açtı! | Open Subtitles | وهذا يدل على فورة التسوق في عيد الميلاد ان البلاد ارتفع! |
"Onun her sadakasını, her öğüdünü kişileştirdin ve öfke içinde onu vurdun." | Open Subtitles | انت جعلته منه تجسيدا لكل كتيب وكل كلمة بموعظة وفي فورة غضب أرديته |