Denis Vogel'ın Avery için hazırladığı dosyayı karıştırırken bir suç duyurusuna rastladım. | Open Subtitles | بدأت بالتحري في ملف دينس فوغل عن إيفري فـ وجدت شكوى جنائية |
Seninle yattığı için, Vogel tarafından vurulan güzel bir kadın. | Open Subtitles | امرأة جميله قتلها فوغل لأنها ذهبت إلى الفراش بصحبتك |
Merhaba, Bay Vogel ile konuşabilir miyim? | Open Subtitles | اهلاً,هلبالامكاناناتحدث ? الى السيد فوغل |
Sen Becca'yla konuş, ben de salak Fogell'la konuşurum. | Open Subtitles | حسناً، انت تحدث مع بيكا وانا سأتحدث مع المعاق فوغل |
Onları burada tutup benim kolayca Vogel'in evine girmemi sağlayacaktın. | Open Subtitles | تجعلهمينتظرونهناحتى اصل الى ? فوغل بأمان |
Aynı pastalardan bahsedildiğinde Doktor Vogel'un olduğu gibi. | Open Subtitles | كما يبتسم الدكتور فوغل عند ذكر المعجنات. |
Adı Trudy Vogel. Bir zahmet tatlım. | Open Subtitles | هذا يعني ترودي فوغل, هل تمانعين يا عزيزتي؟ |
Porno kralı Vogel, soygundan bağımsız suçlardan dolayı 8 yıl hapse mahkum edildi. | Open Subtitles | بورن كينج فوغل حكم عليه بثمان سنوات لجرائم مرتبطة بالسرقة |
Manitowoc İlçesi 1985 yılında görev başındaki şerif Thomas Kocourek ve yine aynı dönemin bölge savcısı Denis Vogel. | Open Subtitles | توماس كوكرك كان مأموراً في ذلك الوقت في عام 1985 ودينس فوغل كان المدعي العام لـ مقاطعة مانيتوك في سنة 1985 |
Bölge Savcısı Denis Vogel'ı oldukça yakından tanırdım çünkü davalarla ilgili hep onu ziyaret ederdik. | Open Subtitles | و عرفت المدعي العام دينيس فوغل جيداً لأننا كنا نزوره من أجل القضايا هو كان نوعاً ما جزءاً من أخبارنا |
O namussuz Denis Vogel, bir de o yargıç olacak şerefsiz Hazlewood... | Open Subtitles | الملعون دينيس فوغل وابن العاهرة هازوولد هو القاضي |
Steven'ın mahkemesinden sonraki geçen 18 yıl içinde, hem Şerif Tom Kocourek hem de Bölge Savcısı Denis Vogel görevlerinden ayrıldılar. | Open Subtitles | عندما اتصلت بـ دينفس فوغل لأقول له الاخبار |
Gregory Allen için kovuşturma açan savcının kim olduğuna baktığımda da Denis Vogel olduğunu gördüm. | Open Subtitles | ونظرت إلى القاضي الذي قاضى جوريجي ألان من قبل وكان دينيس فوغل |
Matt Vogel'ın babası Kasım ayında büyük bir mağaza açtı ve onun karıyla Matt'e bir yılan aldı. | Open Subtitles | عندما حصل والد مات فوغل على أرباح كبيرة في تشرين الثاني... اشترى أفعى ل مات... |
Mahkûm No 98V238, Alexander Vogel, | Open Subtitles | السجين رقم 98 ف 238 الكسندر فوغل |
Memur Matt Vogel'i kürsüye çağırın. | Open Subtitles | نستدعي الضابط مات فوغل إلى المنصة. |
Dekorun tek çirkin parçası Vogel'di. | Open Subtitles | الجزء الوحيد القبيح من الديكور هو فوغل |
Şimdi bu kullanılmış tampon yüzünden çalışamayacağız, Fogell. | Open Subtitles | الان لن نستطيع ان نضاجع احد بسبب ذلك الاهبل فوغل |
O kadar da kötü değil. Yani iş artık sana kalmış, Fogell. | Open Subtitles | ليس بالأمر المريع اعني، الامر كله يعتمد عليك يا فوغل |
Her şey senden daha önemli, Fogell. | Open Subtitles | هذا الامر برمته أكبر من ان تقوم به يا فوغل |
Fogel'e telsizden ulaşamayınca aramaya başladım, onu bulduğumda kan içindeydi. | Open Subtitles | عندما لم استطع التواصل مع فوغل علي الراديو بدات بالبحث وبمرور الوقت وصلت هنا فوغل كان مغطي بالدماء |
Ver şu içkiyi, Fagell. | Open Subtitles | اعطني تلك الجعة يا فوغل |