Ayakta dursan yeter. Kafan suyun üstünde kalacaktır. - Ha siktir. | Open Subtitles | يمكنكِ الوقوف هناك رأسكِ سيكون فوق المياه |
Herkes suyun üstünde elini kaldırsın. | Open Subtitles | حسناً ، فليضع الجميع أيديهم فوق المياه |
Gözleriniz alıştığında sağ tarafta Kwaj Adası'nın orada suyun üstünde uçan bazı hayaletlerin ışıklarını görebileceksiniz. | Open Subtitles | ما أن تتكيف عيونكم، ستتمكنون من رؤية بعضاً من أضواء الأشباح تحوم فوق المياه (ناحية اليمين عند جزيرة (كواج |
Eser tamamlanınca, sonunda kompozisyonu bir bütün olarak, cam gibi suyun üzerinde yüzen bir buz dağını veya köpüklerle zirve yapan bir dalgayı deneyimleyebiliyorum. | TED | حالما تكتمل اللوحة، أستطيع إختبارها بكليتها كجبل جليدي يطفو فوق المياه الزجاجية، أو أمواج مزبدة بالرغوة. |
Eğer şanslıysak onların ruhlarını öldükleri yerde suyun üzerinde yüzerken görebiliriz. | Open Subtitles | وإذا كنا محظوظين فقد نتمكن من رؤية أرواحهم عائمة فوق المياه حيث صعدوا وماتوا |
Hedefler suyun üzerinde muhtemelen San Francisco'nun 200 mil batısındaydı. | Open Subtitles | كان الهدف على بعد 200 ميل غرب سان فرانسيسكو فوق المياه |
"Başını suyun üstünde tut," | Open Subtitles | # ابق رأسك فوق المياه # |
"Başını suyun üstünde tut," | Open Subtitles | #ابق رأسك فوق المياه# |
İplikler yelken gibi yayılıyor ve suyun üzerinde esen hava akımına göre sürükleniyor. | Open Subtitles | الخيوط تنتشر بخفّة و تنساق مع التيارات الهوائية التي تهبّ فوق المياه |
Başımızı suyun üzerinde tutabilmek için yapabileceğim herşeyi yapıyorum bunu senin için de yapamam. | Open Subtitles | أناأقومبكلماأستطيع... لأُبقي رؤوسنا فوق المياه و لا أستطيع أن أفعل لك هذا أيضاً |