Orange County ofisi, Fuller'ın evine sivil bir ajan gönderecek. | Open Subtitles | سترسل المقاطعة اشخاص للتعقب اكثر عملاء سريون إلى بيت فولير |
Ve eminim ki bu mimari şekli icat eden Buckminster Fuller bambudan bir jeodezik kubbe gösrseydi çok duygulanırdı. | TED | وانا متاكد ان بامينستر فولير سوف يكون فخورا بها عندما يرى هذه القبة الخيزرانية |
Sen Fuller ile aynı yatakta uyuyacaksın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَنَامَ على سرير من الجلد مَع فولير. |
Ve bu sevgili yıldız adayımız Dolores Fuller Janet Lawton'u oynayacak. | Open Subtitles | وهذ النجمة الرائعة دلوريس فولير التي ستلعب دور جانيت لوتون |
Doktoruna göre, Fuller, sizi acil durumda aranacaklar listesine almış. | Open Subtitles | ...فولير وضعك فى قائمة المتصل بهم فى حالة الطوارىء الطبية. |
Fuller'ın yaşamı bu şirketti. Burada çalışır, burada yatardı. | Open Subtitles | هذه الشركة كانت كل حياة فولير, لقد عمل و عاش هنا. |
Fuller, kendi gençlik dönemini yaratarak başlamak istemişti. | Open Subtitles | فولير أراد أن يبدأ بإعادة تخليق الفترة التى كان بها شاباً. |
Güvenlik görevlisine göre, Fuller ofisten akşam 10.30'da çıkmış. | Open Subtitles | وفقاً لحارس الأمن فولير ترك المكتب فى العاشرة و النصف مساءً. |
Bunlar, Fuller'ın oradayken etkileşim kurduğu birimler. | Open Subtitles | هذه هى الوحدات التى تفاعل فولير معها عندما كان بالداخل. |
Fuller'ı öldürdüm de hatırlamıyor muyum, yoksa suç bana mı yıkılıyor. | Open Subtitles | إما أننى قتلت فولير و لا أتذكر , أو أننى قد ورطت. |
İki akşam önce, Fuller'la konuştun mu? | Open Subtitles | ألم يحدث أن تقابلت مع فولير الليلة قبل الماضية؟ |
Fuller, projeyi iptal etmek isteyince Onu bıçakladın. | Open Subtitles | فولير أراد أن يغلق المشروع, و أنت مزقته إرباً. |
Seni o gece, Fuller'ın, bardan beraber çıktığı adama benzetmiş. | Open Subtitles | و قال إنك تبدوا مثل الشخص الذى غادر البار مع فولير فى تلك الليلة. |
Polis olmadan önce 3 yıl Fuller İlahiyat Fakültesi'nde okudum. | Open Subtitles | لقد قضيت ثلاث سنوات في مدرسة فولير قبل أن أصبحت شرطيا |
O zaman anlaştık. Fuller'ın dediğini yapıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، نحن موافقون إذن سنفعل ما يقوله فولير |
Bayanlar, size Bayan Leah Fuller'ı takdim ediyorum. | Open Subtitles | سيداتي، أريد إقتراحاتكم إلى الآنسة فولير |
Eminim Bayan Fuller bir çift karpuzdan rahatsız olmaz. | Open Subtitles | متأكدة بأن الآنسة فولير لن تأتمنك على زوجها |
Eminim Bay Fuller seni sevecek. | Open Subtitles | وأنا متأكدة سيكون السيد فولير سعيداً بوجودك |
Baya Fuller şu anda toplantıda ve onu rahatsız edemem. | Open Subtitles | ...يحزنني ان السيد فولير عنده إجتماع ولا أستطيع إزعاجه حسناً |
Bay Fuller'ı kapsamlı biçimde araştırdık ama hiçbir şey bulamadık. | Open Subtitles | نحقق بشكل واسع حول السيد فولير ولم نجد شيئاً |