Aynı anda bir maratonu bitirmek, bir hücre hapsini tamamlamak ve bir de Oscar ödülü kazanmak gibiydi. | TED | لقد كانت تبدو مثل الإنتهاء من الماراثون و الخروج من الحبس الإنفرادى و الفوز بالأوسكار فى آن واحد |
İnsan Aynı anda hem sevgi dolu hem de çılgın olabilir, hayat böyle. | Open Subtitles | يمكن للإنسان أن يكون محباً ومجنوناً فى آن واحد هذه هى الحياة |
Dostum, personele dağıttığımız şu telefonlar var ya kimileri şikayet etti iki numara Aynı anda aranıyormuş. | Open Subtitles | للعاملين لمراقبتها بعضهم يشكو أن الاتصال يتم برقمين فى آن واحد |
Aynı anda iki cep telefonuyla konuşan şu adamı görüyor musun? | Open Subtitles | أترين ذلك الشخص هناك و الذى يتحدث فى هاتفين خلويين فى آن واحد ؟ |
Senegal'deyken, bir keresinde Aynı anda iki kız kardeşle çıkmıştım. | Open Subtitles | فى (السنغال) لقد كنت أواعد ذات مرة أختين فى آن واحد |
Bak, eğer bunu yapabilirsek ve bir şekilde tüm çoğalıcılara Aynı anda vurabilirsek, sanıyoruz ki işe yarayacak, ama yardımın gerek. | Open Subtitles | يمكننا فعل ذلك تدميرهم جميعاً فى آن واحد نظن أن الخطة ستنجح ولكن نحن بحاجة لمساعدتك |
Aynı anda birden fazla yerde bulunmamı sağlıyor. | Open Subtitles | يسمح لى التواجد فى أكثر من مكان فى آن واحد |
Hesaplara göre bu enerji neredeyse, Dünya'daki tüm karaları yaklaşık 1 metre kalınlıkta dinamitle kaplayıp hepsini Aynı anda patlattığınızda elde edeceğiniz enerji miktarıyla aynı. | Open Subtitles | لتوضيح ذلك إنه بمثابة الطاقة الكلية لو أنك وضعت ديناميت على سطح الأرض كاملة بسُمك حوالي 1 ياردة وقمت بتدميرها جميعاً فى آن واحد |
Aynı anda hem beslenip hem sevişene kadar bekle. | Open Subtitles | إنتظرى فقط حتى تجربى التغذى والمضاجعة فى آن واحد! |
Aynı anda binlerce silah atışı vardı sanki. | Open Subtitles | بدا وكأنها ألف بندقية فى آن واحد |
İkisi de Aynı anda atlıyorlar. | Open Subtitles | كلاهما سيقفز فى آن واحد |
Aynı anda iki kişiyi nasıl kontrol edebilirsin? | Open Subtitles | كيف تخضع رجلين فى آن واحد ؟ |