- Jeneratörler dayandığı müddetçe sorun olmaz. - Hemen başlamak zorundayız. | Open Subtitles | ـ إذا كانت المولدات جاهزة ـ يجب أن نبدأ فى الحال |
Beyler, Bay Ballard ikinizi birden Hemen görmek için ısrar etti. | Open Subtitles | أيها السادة.. السيد بالارد أصر على أن يراكم جميعا فى الحال |
Hükümdarınız olarak, beni Hemen gemime geri götürmenizi talep ediyorum. | Open Subtitles | أأمرك بما انى ملكك أن تعيدنى الى السفينه فى الحال |
Savaş durumunda olsaydık uyarı verme aşamasını es geçer Derhal bize saldırırdı. | Open Subtitles | ان كنا فى حالة حرب كان سيتجاوز الانذار و يهاجمنا فى الحال |
Bu arada, ıslak kıyafetlerinizi Derhal değiştirmek istersiniz. | Open Subtitles | اوه, بالمناسبة, ستحتاج لغيير تلك الملابس المبتلة الممزقة فى الحال |
Hafıza kaybı, baş dönmesi hissederseniz, konuşma güçlüğü çekerseniz, Hemen arayın! | Open Subtitles | إذا شعرتُ بدوران أو صعوبة فى الحديث إتصل بى فى الحال |
Ama beni rahatsız eden her şeye Hemen açıklamalar uydurur oldum. | Open Subtitles | ولكنى كُنت أُحلّل كل ما كان يسوءنى بشكل عقلانى فى الحال. |
Sen ve bayan Trowbridge Hemen gidebilirsiniz. | Open Subtitles | أنت و السيدة تروبريدج ممكن ترحلوا فى الحال. |
Ona Hemen bir telgraf gönder. De ki "Bırak yıkılsın". | Open Subtitles | فلتبعث له ببرقية فى الحال قائلا في فلتدعها تنهار |
Durdur onu. Bekleyemem. Hemen yola çıkmalıyım. | Open Subtitles | لا يمكننى الأنتظار لابد أن أغادر فى الحال |
Hemen bir şey yapamazlar, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنهم فعل أى شئ فى الحال أليس كذلك ؟ |
Hemen bir şey yapamazlar, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنهم فعل أى شئ فى الحال أليس كذلك ؟ |
Hemen çantamı hazırladım ve yola çıktım. | Open Subtitles | فقمت بحزم حقائبى ,وركبت القطار فى الحال, |
Korku Evi'min adresine iki sandığım var, Hemen teslim edilmesini istiyorum. | Open Subtitles | لي صندوقين متوجهين إلى بيت الرعب الذى أملكه وأريد إستلامهم فى الحال |
Hemen Zenda'ya geri dön. Bize ihanet edeni bul. | Open Subtitles | عُد إلى زندا فى الحال إبحث عن الذى خاننا |
Hemen gitmemiz için su ve ekmek getireceğim. | Open Subtitles | سوف أحضر الماء و الطعام حيث أننا سنغادر فى الحال |
Evet, hatırlıyorum. Müvekkilimi Derhal görmeyi talep ediyorum. | Open Subtitles | آجل , أتذكر ذلك أطالب برؤية موكلتى فى الحال |
Albay, Derhal bir kurtarma ekibi göndermeliyiz. | Open Subtitles | كولونيل, علينا أن نرسل فرقة إنقاذ فى الحال |
Hepinizin Derhal eve dönmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم جميعاً أن تعودوا إلى المنزل فى الحال |
Seni şu anda bıçaklasam mucizevi bir şekilde iyileşirsin ama bana insan kurban etmeye inanmakta zorluk çektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | ولو طعنتك بسكين الآن سوف تشفى فى الحال ثم بعد ذلك تخبرنى بأنك تجد صعوبة فى تقبل فكرة التضحيات البشرية |
Sinir korteksini keser kurbanınızı anında felç eder ve o havasızlıktan boğularak ölür. | Open Subtitles | فهى تقطع قشرة العصب فى الحال و تشل الضحيه الموت بالخنق الطبيعى المتتابع |
Özellikle şu an gidebileceğim biryer olmadığı için ben varım. - Jim? | Open Subtitles | نعم سأذهب الى اى مكان لاخرج من هنا فى الحال وانت جيم؟ |
eğer yama yeşile dönerse, acilen bir doktora gözükmelisiniz. | Open Subtitles | اذا تحولت الرقعة الى اللون الاخضر يجب ان تذهب الى الدكتور فى الحال |