Ama hayatı boyunca bir kez sadece bir kez, annesiyle hem fikir olmadığını toplum içinde göstereceğini düşündüm. | Open Subtitles | أن أدخلها فى حياتها و أن أجعلها تعارض أمها علناً |
Deb hayatı boyunca pek çok mantıksız şey yaptı. | Open Subtitles | فقط لان ديب العديد من العلاقات الغريبة فى حياتها |
Annem hayatında bir gün bile uyuşturucu almadı. Annem bir ayyaştı. | Open Subtitles | امى لم تتعاطى مخدرات ابدا فى حياتها لقد كانت مدمنة كحوليات |
Söylesene... Aramızda kalsın, onun gibi güzel bir kadının hayatında birisi olmalı. | Open Subtitles | في ما بيننا، سيدة بجمالها لابد من وجود أحد فى حياتها |
Hayatındaki değişmeyen tek şey ben olmak istiyorum. | Open Subtitles | أحب أن أكون الشئ الوحيد فى حياتها الذى لم يتغير |
Bir genç kız için düğün günü hayatının en önemli günü. | Open Subtitles | اسمعنى بعناية يوم زواج الفتاة هو أهم يوم فى حياتها |
Yani kendi hayatının. | Open Subtitles | . أعنى فى حياتها |
Meahri'nin hayatı boyunca yaptığı tek şey Yoon'u sevmek. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى فعلته ماري فى حياتها هو أن تحب يون. |
Çekilmez hayatı boyunca hiç mutlu oldu mu? | Open Subtitles | هل كان لديها اى سعادة فى حياتها البائسة ؟ |
Evet, hayatı boyunca hiç suç işlemediğine yemin eden bir bayan çete üyemiz var. | Open Subtitles | ...أجل، لدينا هنا سارقة والتى تقسم أنها لم ترتكب جريمة فى حياتها |
Evet, hayatı boyunca hiç suç işlemediğine yemin eden bir bayan çete üyemiz var. | Open Subtitles | ...أجل، لدينا هنا سارقة والتى تقسم أنها لم ترتكب جريمة فى حياتها |
Annem hayatı boyunca tek bir fatura ödememiştir. | Open Subtitles | أمّي لم تدفع فاتورة فى حياتها كلها |
Fanny'nin hayatı boyunca pek fazla bir şeyi olmadı. | Open Subtitles | لقد عانت " فانى " كثيراً فى حياتها |
Sen belki hayatında rastladığı tek gerçek erkeksin. | Open Subtitles | على الأرجح ، إنك الرجل الحقيقى الوحيد الذى قابلته فى حياتها |
Fakat hayatında küçük de olsa bir değişiklik göreceğiz. | Open Subtitles | و لكننا سنلاحظ تغيير و لو تغيير بسيط فى حياتها |
Çünkü hayatında... uğraştığı çok fazla şey var. | Open Subtitles | لأننى أعرف بأنّه أصابها الكثير بإستمرار فى حياتها |
Duyduğunuz için zaten bildiğinizi sanıyorum ama gerçekten üzgünüm onun Hayatındaki yegane kusur olduğum için. | Open Subtitles | أعتقد انكم تعرفون هذا، لكني آسف جداً أنني الخلل الوحيد فى حياتها. |
Gail'in ailesini çağırıp Hayatındaki kadınlar hakkında bilgi alacağım. | Open Subtitles | سأحضر عائلة ( جيل ) و اسألهم عن امرأة فى حياتها |
Bir kız pahalı bir elbise alıp da onu erkeği için giymiyorsa bu hayatının en pahalı hatasıdır. | Open Subtitles | لو ان فتاة اشترت فستاناً غالى الثمن ولم ترتديه لرجلها هذا يكون اكبر خطأ فى حياتها |
Syd, sen ona hayatının en kötü haberini verdin. | Open Subtitles | أعطيتيها أسوأ الاخبار فى حياتها. |
Yani, kendi hayatının. | Open Subtitles | . أعنى فى حياتها |