Devlerin sonsuza dek mutlu bir hayat süremeyeceğini söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لك ان الغيلان لا تعيش فى سعادة الى الأبد |
Ve ondan sonra mutlu bir şekilde yaşayıp gidersiniz. | Open Subtitles | وبعد ذلك يمكنكما ان تعيشا سوياً فى سعادة. |
Kingo hayatlarımızın merkezindeydi ve üçümüz o sıcak kahkahaların durmak bilmeyen sesi ve etrafımızı saran huzurla mutlu bir şekilde yaşıyorduk. | Open Subtitles | كان "كينجو" أمل حياتنا وعاش ثلاثتنا فى سعادة مع أستمرار سماع صوت الضحكات |
Herkes sonsuza kadar mutlu yaşayacak öyle değil mi? | Open Subtitles | كل شخص سيعيش فى سعادة إلى الأبد |
Yani Zoey Aaron'la hep mutlu yaşayacak. | Open Subtitles | لذا، (زوي) سوف تعيش فى سعادة ابدية مع (آرون) |
Yani, öylece teslim edeceksin ve hepimiz mutlu bir şekilde yaşayacağız. | Open Subtitles | ...إذاً فأنت ستسلم المال و كلٌ منا يمضى فى سبيله و يعيش فى سعادة للأبد ؟ |
Ve böylece kuş mutlu bir şekilde yaşadı. | Open Subtitles | ثم الطائر عاش فى سعادة ابدية... |
Ve sonra da herkes mutlu bir hayat sürdü. | Open Subtitles | و عاش الجميع فى سعادة و هناء |