Canlı vücudu bileşenlerine ayrılmış hayat basit fizik kanunlarına indirgenmişti. | Open Subtitles | جُزِّء الجسم إلي مكوناته البسيطة اختزلت الحياة إلي قواعد فيزيائية |
Onlar fizik laboratuvarlarında: Litrelerce gaz mutlak sıfırın sadece birkaç derece üstünde tutuluyor. | TED | بل موجودة في مختبرات فيزيائية: للسحب الغازية درجة حرارة أعلى من الصفر المطلق بكسور. |
Bilinçle ilgili başarılı olacak bilimsel bir teorinin olmasını istiyorum. Ve uzun süredir, başımı duvarlara vurup, tümüyle fizik kurallarıyla uyumlu bir bilinç teorisi bulmaya çalışıyordum. | TED | أريد نظرية علمية للوعي تعمل، ولفترة طويلة، خبطت رأسي في الحائط باحثًا عن نظرية للوعي بمصطلحات فيزيائية خالصة قد تعمل. |
Ben seninle tanıştığımda kendi kendine sokağa çıkma yasağı koymuş, fizikçi bir inektin. | Open Subtitles | أنتِ، عندما قابلتكِ أول مرة، كنتِ مهووسة .فيزيائية تفرض على نفسها حظر تجوُّل |
fizikçi ve ülkesinde olan her şeye rağmen gülümsüyor. | TED | أنها فيزيائية , و بطريقة ما تبقى مبتسمةٌ على الدوام على الرغم من كل ما يجري في موطنها |
Bu fiziksel benliklerimizi genişletmemize, daha hızlı gitmemize, şeylere daha sert vurmamıza yardım etmiştir, ve bunda her zaman bir sınır vardı. | TED | فقد ساعد ذلك الاستخدام النفس البشرية بصورة فيزيائية على السير أسرع .. وضرب الاشياء بصورة اقوى .. وكان لذلك حدود حتماً |
Hayır, Booth, Dr. Sidman teorik fizikçiydi. | Open Subtitles | لا يا بووث الدكتورة سيدمان كانت فيزيائية نظرية |
Daha sonra, bilgisayara havanın kabine nereden geldiğini ve çıktığını söyledim, içine de bir çok fizik attım. ve oturup bilgisayarın simülasyonu hesaplamasını bekledim. | TED | ثم أخبر الحاسب أين يدخل ويخرج الهواء عن طريق حسابات فيزيائية واجلس منتظرا الحاسب ليقوم بحساباته |
Şimdi bundan sonra hangi süper güç fizik dersini keşfedeceksiniz? | TED | الآن.اي درس قوة خارقة فيزيائية سنكتشفه لاحقا |
Belki de onlarda tamamen farklı fizik kanunları geçerlidir. | Open Subtitles | ربما يكونوا محكومين بقوانين فيزيائية مختلفة تماماً. |
Basit fizik kurali, hatirlamaya deger. | Open Subtitles | إنها مباديء فيزيائية بسيطة تستحق أن أذكرها |
Ona neden ülkenin en iyi fizik araştırma merkezi olduğumuzu gösterin. | Open Subtitles | دعوه يرى لم نحن أفضل مركز أبحاث فيزيائية في البلد |
fizik kanununun burada işe yarar bir yanı yok, tamam mı? | Open Subtitles | ليس من قوانين فيزيائية نعتمد عليها هنا, حسناً؟ |
Kendisi 12 yaşında, tam bir akıl küpü ve büyüdüğünde fizikçi olmak istiyor. | TED | تبلغُ من العمر 12 عامًا، إن ذكائها غير عادي ومثير للدهشة وترغبُ أن تكون فيزيائية عندما تكبر. |
Dale, o nükleer fizikçi rock yıldızı değil. | Open Subtitles | دايل، أنهـا فيزيائية نووية، لَيسَت نجمة روك. |
Misafirim ünlü bir fizikçi ve kuantum kozmolojisi alanında bir uzmandır yani lütfen kendisinin vaktini kadın dedikodusuyla almamaya çalış. | Open Subtitles | تُعتبر ضيفتي فيزيائية مرموقة و أفضل خبيرة في علم الكم الكوني لذا أرجو ألا تحاولي إضاعة وقتها |
Bu değişik şekiller de farklı fiziksel özellikleri beraberinde getiriyor. | TED | الاشكال المختلفة ينتج عنها ملامح فيزيائية مختلفة |
Artık tamamen fiziksel bir şey olmaya başlıyor. | TED | إذ تبدو العملية عملية فيزيائية بامتياز. |
İşte benim en iyi fiziksel terapistimin, fareyi tek bir adım atmak için cesaretlendirirken tamamen çuvallayışı. Oysa aynı fare, beş dakika önce koşu bandı üzerinde güzelce yürümüştü. | TED | هنا ترون أفضل معالجة فيزيائية لدي تفشل بشكل تام في تشجيع الفأر على القيام بخطوة واحدة بينما كان نفس الفأر, منذ خمس دقائق يمشي بشكل جميل على جهاز التدويس. |
O da fizikçiydi. 11 yıl boyunca beraberdiniz. | Open Subtitles | كانت فيزيائية هي الأخرى، وكنتما معاً لمدة 11 سنة |
Bay Kirke her fizyoterapi seansında halasına eşlik etmiş. | Open Subtitles | سيد كايرك قد اصطحب عمته إلى كل جلسة علاج فيزيائية خضعت لها. |
Az önce duyduğunuz gibi ben bir fizikçiyim | TED | كما سمعتم، أنا فيزيائية. |