ويكيبيديا

    "فيسعدني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • duyarım
        
    • memnuniyetle
        
    • seve
        
    • nin yozlaşmış
        
    Bay Baylor'ın, Tennessee Eyaleti'ndeki ilk avukatlık deneyimine katkıda bulunmaktan onur duyarım. Open Subtitles فيسعدني أيضاً أن أقدم السيد /بايلور لممارسة القانون في ولايتنا العظيمة تينيسي
    Şimdi, eğer bir kısmını geri almak istiyorsan seninle oynamaktan onur duyarım. Open Subtitles إذا كنت تريد استرجاع بعضه فيسعدني أن ألعب معك لكنني أحذرك
    Eğer istediğin ölmekse tatlım, sana yardım etmekten mutluluk duyarım. Open Subtitles اذا كنت تتمنين الموت يا عزيزتي فيسعدني أن أساعدك
    Ve kralımın düşmanlarını cezalandırmak bir suç ise bunu memnuniyetle tekrar yaparım. Open Subtitles و لو كانت معاقبة خونة مليكي جريمه فيسعدني أن أرتكبها علي الدوام
    Hayır. Senin için önemliyse, memnuniyetle dinlerim. Open Subtitles لا، لا، إنّ يريحكَ التحدث عن ذلك، فيسعدني كثيراً الأصغاء لكَ.
    Gidip konuşayım mı? seve seve konuşurum. Open Subtitles إن أردت مني التحدث معها، فيسعدني أن أفعل ذلك
    Bilmeni isterim ki, her ne kadar 2 yıldır burada çalışıyor olsan da senin için seve seve çalışırdım. Open Subtitles أودّكِ أنّ تعلمي انّ بالرغم من أنّكِ تعمليهنامُنذعامينوحسب .. فيسعدني أنّ أعمل تحت إمرتكِ.
    Krusty'nin yozlaşmış bir uyarlaması gerekseydi, o kişi kesinlikle sen olurdun. Open Subtitles إذا كانت هناك نسخة لكرستي أقل جودة فيسعدني أنه أنت
    Annenin, okul otobüsüne kadar yürümemizle ilgili bir sorunu varsa onunla bu konuyu konuşmaktan büyük zevk duyarım. Open Subtitles إن كانت والدتكَ تمانعُ أن أرافقكَ إلى موقف الحافلة، فيسعدني إجراءُ ذلك الحديث.
    Eğer sorunuz yoksa, yardım etmekten onur duyarım. Open Subtitles إذا كانت لديكما أسئلة، فيسعدني أن أساعدكما.
    Japon biri onları ikna edebilirse, bundan mutluluk duyarım..! Open Subtitles حسناً سيد " بابا " لو أن شخصية يابانية مثلك تقنعهم على النزول فيسعدني أن تحاول
    Sana yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Open Subtitles فيسعدني أن أساعدك
    Eğer Bayan Smith'e yardım ederek Bayan Woodhouse'a yardım edeceksem o zaman memnuniyetle yaparım. Open Subtitles لو في مساعدة الآنسة (سميث) مساعدة الآنسة (وودهاوس) فيسعدني أن أقدّم المساعدة.
    Senin için, memnuniyetle. Open Subtitles مادام لك، فيسعدني ذلك
    Seni zor durumda da bırakmak istemem o yüzden bugünkü vardiyamda çalışmamı istersen seve seve çalışırım. Open Subtitles حسناً، لا أريد أن أتركك في ورطة لذا إن أردت منّي القيام بنوبتي اليوم فيسعدني ذلك
    - Teslim etmeden bakmamı istersen seve seve yaparım. Open Subtitles حسنٌ، إن كنتَ تريد مني أن أراها قبلَ أن تقدمها فيسعدني ذلك - حقاً؟
    Krusty'nin yozlaşmış bir uyarlaması gerekseydi, o kişi kesinlikle sen olurdun. Open Subtitles إذا كانت هناك نسخة لكرستي أقل جودة فيسعدني أنه أنت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد