Aslında epey ilgi çekicidir çünkü Fillory hem kıtanın adıdır hem de hükmeden krallığın da adıdır. | Open Subtitles | لأن فيلورى تسمى أرض الماس و أيضا واحدة من الولايات المالكة |
Penny'nin bıçaklandığı bıçak Fillory'den. | Open Subtitles | السكينة التى طٌعن بها بينى موجود فى فيلورى |
"Fillory ve Ötesi" ilk kitap, ilk baskı. | Open Subtitles | فيلورى و أبعد الكتاب الأول الأصدار الأول |
Bizi Fillory çeşmesine götürecek bir yol.. | Open Subtitles | أحاول التفكير فى كيف يمكننا الوصول لينبوع فيلورى |
Bu Mike denen herif Fillory'den değil. | Open Subtitles | مايك بريك هذا ليس موجود فى فيلورى |
O Yaratık, değil mi? Ve Fillory'den geldi ki o da gerçek. | Open Subtitles | و هو من فيلورى و التى هى حقيقة |
Kitaplar Fillory'nin çocuklar için olan hali. | Open Subtitles | هذه الكتب هى النسخة الطفولية من فيلورى |
Fillory'ye götürdüğü tek şey oydu. | Open Subtitles | الدمية كانت كل ما أخذته معها إلى فيلورى |
Sonsuza kadar Fillory'de saklanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الإختباء فى فيلورى للأبد |
Söyleyeyim. Fillory'e ve oraya açılan tüm kapılara hâkim olmak istiyor. | Open Subtitles | يريد التحكم فى (فيلورى) و فى كل الأبواب التى تؤدى إليها |
Bu canavardan kaçabilmek için Fillory'e gitmenin bir yolunu arıyordu. | Open Subtitles | الفتى المسكين كان يحاول فحسب أن يجد الزر ليذهب ل(فيلورى) |
Tabii ki Fillory gerçek. | Open Subtitles | بالطبع فيلورى حقيقة |
Sana bununla ilgili bir kitap verdim. "Fillory ve Ötesi, Altıncı Kitap" | Open Subtitles | فيلورى و أبعد , الكتاب السادس |
Fillory her zaman Chatwinler'in ne zaman gideceğine ya da onları ne zaman şutlayacağına kendi karar verir. | Open Subtitles | (فيلورى) دائماً تقرر متى تسمح ل(عائلة تشاتوين) بالذهاب و تقرر متى يعودون |
Jane ve Martin küçük odanın kapısını açıp Fillory'e gidiyorlar. | Open Subtitles | (جين) و (مارتن) فتحوا خزنة و ذهبوا إلى (فيلورى) |
Jane sabretmesini, Martin'nin istediği zaman Fillory'e dönmesi için bir yol bulacağını söylüyor. | Open Subtitles | و (جاين) قالت تماسك و أنها ستجد طريقة ما ل(مارتن) ليسطيع العودة ل(فيلورى) وقتما يشاء |
Fillory ve Ötesi serisinin derinliğini yansıtmıyordu. | Open Subtitles | إنه فى الواقع لم يشاهدها تخرج للنور سلسلة (فيلورى وما أبعد) |
Efsane, Jane'in Fillory'e gitmek için bu evdeki odayı kullandığını söyler. | Open Subtitles | الأسطورة تقول أن (جين) سارت خلال كل خزانة فى هذا البيت لتصل إلى (فيلورى) |
Tüm sorunlarımızın çözümü bence Fillory'de yatıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الحل لجميع مشاكلنا يقع فى (فيلورى) أريد أن أذهب لهناك بصحبتك |
Ya Fillory'e gittiyse? Martin'e ne yaptı? | Open Subtitles | لماذا إذا كان تمكن من الذهاب ل(فيلورى) ؟ |