| Oh... hayır, saçmalama Felicity, canım. | Open Subtitles | "آه .. لا تكوني سخيفة يا عزيزتي "فيليستي |
| Felicity şimdiden ödeme için 6 saat kaldığını belirten 2 mesaj yolladı. | Open Subtitles | لقد تركت (فيليستي) رسالتين بالفعل تذكرني كرماً بأن لدينا ست ساعات متبقية |
| Denedim ama adam daha önce hiç görmediğim Felicity'nin elinden çıkmışa benzeyen bir tür karıştırıcı kullanıyor. | Open Subtitles | (سيسكو)، هل يمكنك تتبع معكن نشر الفيديو؟ لقد حاولت، لكن هذا الرجل يستخدم مقياس تشويش مُشابه لـ(فيليستي) لم أراه قبلاً |
| Bence Felicity demek istiyor ki, sonunda-- Ne dediğini anlıyorum. | Open Subtitles | ...كل ما تقوله (فيليستي) هو- ...انا أفهم ما الذي تقوله- |
| Benden sonra tekrar et 'Felicity haklıydı'. | Open Subtitles | " كرري ورائي " فيليستي كانت محقة |
| Biraz daha geriden at, Felicity. | Open Subtitles | إضربيها مجدداً , فيليستي |
| Felicity'nin, Barry'e, Flash kostümünde yardımcı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عرفت من (فيليستي) أنكما كنتما مفيدين مع (باري) وبدلة البرق |
| Aslında Felicity'nin çalıştığı şirketi satın almıştım. Hal böyle olunca, benimle Palmer Tech'de çalışmaya zorlanmış oldu. | Open Subtitles | في الواقع، لقد اشتريت الشركة التي كانتتعملفيها(فيليستي)وبهذاأُجبِرت.. |
| Felicity, şu anda bir şeyler yapmak için çok doğru bir zaman. | Open Subtitles | فيليستي)، الآن) هو الوقت المناسب لفعل شيء ما |
| - Hoşça kal Felicity. | Open Subtitles | -لن أحملك حتى السنتات الخمس -إلى اللقاء يا (فيليستي ) |
| - Amaç? O yer yıllar önce temizlendi ama Felicity Smoak'ın projelerini başka yere götürdüler. | Open Subtitles | تم إخلاء المكان منذ سنين، لكن نقلت الكثير من مشاريع (فيليستي سموك) |
| Biz Felicity Smoak'ın üzerinde çalıştığı Nöromorfik Prototip'ini arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن النموذج الأولي الافتراضي العصبي -الذي كانت تطوره (فيليستي سموك ) |
| Felicity'ye verip biraz daha zaman isteyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننى محاولة أعطائه لــ (فيليستي) الجابية لنوفر لنا المزيد من الوقت |
| Margot'la Felicity'nin bu konuya çözüm bulunmasını isteyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | (لا أعتقد بأن (مارغوت) و(فيليستي سيعجبن بذلك كثيراً |
| 2016'da ben ortadan kaybolunca Felicity'nin yanında çalışmaya başlamış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنه ذهب للعمل عند (فيليستي) عام 2016 بعدما اختفيت |
| Her şeyin içine ettim, Felicity. Bu sefer düzeltip düzeltemeyeceğimden de emin değilim. | Open Subtitles | لقد فشلت حقاً يا (فيليستي) وهذه المرة لا أعرف لو يمكنني إصلاحها |
| Bugün bayan Felicity'nin doğum günü, biliyorsunuz? | Open Subtitles | -آجل آنستي إنه عيد ميلاد (فيليستي) |
| Felicity'ye bir doğum günü hediyesi getirdin değil mi? | Open Subtitles | جئتلأننيأردت... جئتِ لكي تعطي (فيليستي) هدية عيد الميلاد |
| Selam, Felicity, iyi vakit geçiriyor musun? Evet, sağol, Erica! | Open Subtitles | مرحباً (فيليستي) ، هل تستمتعين بوقتك ؟ |
| Kendimi Felicity* gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر وكأنني مثل "فيليستي" |