Eğer olmazsan, yeni bir tane yapabilirsin. | Open Subtitles | أن لم يكن كذلك, فيمكنك أن تحظى بطفل أخر. |
Eğer yapmazsa, kocakarıyı ayartma numaranı yapabilirsin. | Open Subtitles | إن لم يحدث ذلك فيمكنك اداء دور مغوي العجائز، تعال |
Ne işimiz varsa burada konuşabiliriz. | Open Subtitles | إن أردت أن تقول لي شيئا فيمكنك أن تقوله هنا |
Bunu iki saat yaptıktan sonra şu an bulunduğum durumda olabilirsin. | Open Subtitles | اثبتي هكذا لمدة ساعتين فيمكنك الوصول لما أنا فيه الآن |
Çay sevmiyorsan bile, en azından sohbet edebilirsin. | Open Subtitles | إذا لم تكوني مهتمة بالشاي، فيمكنك أن تجري محادثة مهذبة على الأقل |
eğer yüzünüzde "Çok acelem var" ifadesi olursa, istediğiniz kadar hızlı koşabilirsiniz. | Open Subtitles | إن كانت ملامحك تقول أنا على عجل.. فيمكنك الجري بالسرعة التي تريد |
Ölmek istiyorsan, bunu MR cihazının içinde de yapabilirsin. | Open Subtitles | إن كنت تريد الموت فيمكنك ذلك أيضاً داخل جهاز الرنين المغناطيسي |
Samimi taklidi yapabiliyorsan hemen her şeyin taklidini yapabilirsin. | Open Subtitles | إن أمكنك تزييف حسن النية فيمكنك تزييف أي شئ |
İyileşince, istediğini yapabilirsin yani profesyonel anlamda, istedigin her şeyi. | Open Subtitles | وعندما تفعل.. فيمكنك فعل أي شيء تشاء، وأقصد.. أي شيء تشاء من ناحية مهنية |
Bırak olacağına varsın. Ben yapabiliyorsam sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | دعي الأمر يمضي فحسب إذا أمكنني هذا، فيمكنك هذا |
Herkes başarabiliyorsa,sende yapabilirsin. | Open Subtitles | إذا كان الجميع يمكنهم تحمل ذلك , فيمكنك انت ايضاً |
Daha fazla varsa, ben hırsızım. | Open Subtitles | إذا كان هناك دولار إضافي فيمكنك أن تدعوني بلص |
Emekli korucuları koruma derneği başkanı da, eğer balık için iyi bir rehbere ihtiyacınız varsa, benden iyisini bulamazsınız. | Open Subtitles | وأمين صندوق شرطيي الدورية المتقاعدين وإذا كنت تحتاجين مرشد لصيد السمك فيمكنك القيام بما هو أسوأ |
Paran varsa, her kim olmak istiyorsan o olursun. | Open Subtitles | أنت تملك المال فيمكنك الذهاب إلى حيثما تشاء |
Düşünüyordum da bana kalırsa, istediğin kadınla beraber olabilirsin. | Open Subtitles | كنت افكر.. طالما الامر يتعلق بي فيمكنك اخذ اي مراءة تريدها |
Bir kere aşık olduysan yine aşık olabilirsin. Arkadaşım Leah gibi. Aynı çocuğa dört kere falan dönmüştür. | Open Subtitles | اذا كنت تحبها فيمكنك فعل ذلك ثانية مثل صديقى ليو فعل هذا |
Silah taşımaya başladığında, ilk giden sen olabilirsin. | Open Subtitles | عندما تبدأ فى حيازة السلاح , فيمكنك انتكونبالمقدمةحينها. |
Beğenmiyorsan, aç kıçıma veda edebilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت لا تحب ذلك ، فيمكنك اعادتي إلى السجن وتودعني |
Ama fesih bildirimi yapmadan buradan gidersen... tavsiye mektubuna veda edebilirsin. | Open Subtitles | ولكنك لو رحلتَ من هنا دون إعطائي تقريراً شهرياً أفضل فيمكنك أن تنسى تماماً خطاب التوصية مني |
Direk gidip sülfür dioksit alamasan bile böcek ilaçları ve tuvalet temizleyicileriyle bunu elde edebilirsin. | Open Subtitles | فيمكنك تحضيره بواسطة مبيد حشري ومنظف حمّامات |
"Oğlumuz olursa sahip olduğum her şeyi alabilirsin." dedim. | Open Subtitles | قلت لها : اذا انجبتى لى ابنا فيمكنك أخذ أى شئ أملكه |
Esrara, marihuanaya ihtiyacın olursa... Hey, sana Prozac lazım, ben senin adamınım. | Open Subtitles | إذا أحتجت الحشيش, أو الخمر, أو البروزوك فيمكنك أن تعتمد على |