ويكيبيديا

    "فيمكنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • isterse
        
    • ezebilir
        
    • verebilir
        
    Kim beyaz teslim bayrağı altında burayı terk etmek isterse şimdi gitmekte özgürdür. Open Subtitles إذا رغب أى شخص منكم فى المغادره تحت علم الأستسلام الأبيض فيمكنه أن يفعل ذلك الآن
    Eğer ölü Japon'un biri sandığını geri almak isterse gelip benden alabilir. Open Subtitles ولو أنّ يابانياً ميتاً يود العودة وأخذ صندوقه، فيمكنه أخذه مني
    Eğer Connor beni emirlerine uymadım diye vurmak isterse tenekelerin arkasında sıraya geçebilir. Open Subtitles وإذا أراد "كونر" إطلاق النار على لمخالفتى للأوامر "فيمكنه أن يدخل فى الخط خلف "تين كانز
    Eğer ulu bir varlık varsa, istediği anda seni ezebilir. Open Subtitles إن كان هناك وجود لكائن أعظم فيمكنه سحقك وقتما تريد
    Çektiği o yer çekimsel dalgalarla koca bir mahalleyi ezebilir. Open Subtitles بموجات الجذبية التي يقوم بها، فيمكنه تفجير كامل البلدة
    İşte bu. O ders verebiliyorsa, o ders verebilir! Yani ben de ders verebilirim. Open Subtitles هذه هي ، إن كان بإمكانه تدريس فصل فيمكنه تدريس فصل ، أقصد أنا يمكنني تدريس فصل
    Eğer bunu onaylarsa, erteleme kararı verebilir ta ki mezar açma raporları gelene dek. Open Subtitles إن ضمنه لنا فيمكنه إصدار حكم بإيقاف التنفيذ حتى تتأكد المعلومات
    Bu akşam Nate'in saat ona kadar çalışacağını söylemeye gelmiştim böylece Kyle isterse odasına girebilir. - Kyle evde değil. Open Subtitles لقد مررت هنا لأقول فقط أن (نايت) سيبقى متأخرا لغاية الساعة العاشرة، لذلك إن أراد (كايل) إقتحام الغرفة فيمكنه ذلك
    Bu bizim kararımız değil. Eğer bunu Başkan Taylor ile konuşmak isterse onu gördüğünde yapa-- Open Subtitles هذا ليس قرارنا، إن كان يود التحدث مع الرئيسة (تايلور)، فيمكنه ذلك..
    Öyleyse de üreticinin kendiside verebilir. Open Subtitles وإذا فعل فيمكنه دفع ثمنه بنفسه
    Onu konuşturursak bize Gornt'u ve iki kuryeyi verebilir. Open Subtitles عندما نجعله يتكلم، فيمكنه أن يقدم لنا (غورنت) و كلا الساعيين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد