Arabanın daha önceden en azından bir kez arandığını düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن السيارة بالفعل تم البحث فيها على الأقل مرة؟ |
Hayatı boyunca ilk kez bir kız arkadaşı var, biliyor musun? | Open Subtitles | أعني هذه المرة الأولى طوال حياته التي يحصل فيها على فتاة |
Ta ki hiç tanımadığı babası ona ona beklenmedik bir şey bırakana dek. | Open Subtitles | عند اللحظة التي لم تتعرف فيها على والدها ترك لها شيئاً لم تتوقعه |
Ve işte birinci seçenek: kütüphane olarak değil de konuşulan, gürültü yapılan bir yer olarak düşünün. | TED | لذا الخيار رقم واحد: بدلًا من التفكير فيها على أنها مكتبة، فكّر فيها على أنها مكان حيث: تتكلم وتحدث ضجيجًا. |
tuğla duvarı gezegenimizde yol açtığımız tüm sorunlar olarak görün, çevresel ve sosyal. | TED | تصور جدار الطوب بأنه جميع هذه المشاكل التي تسببنا فيها على كوكب الأرض، بيئيا وإجتماعيا. إنها رسالة الأمل. |
Davranışlarına göre birisini en son ne zaman yargıladığınızı düşünün özellikle başkası hakkında fikrinizi değiştirdiğinizi hissettiğinizde. | TED | فكر بآخر لحظة حكمت فيها على شخص بناءً على سلوكه، وخصوصاً عندما تشعر حقاً وكأنك غيرت رأيك حول شخص. |
bir ay sonra hayatını kurtardığım için bana mektupla teşekkür edip kendini vurdu. | Open Subtitles | أرسلَ إليّ رسالةً يشكرني فيها على إنقاذ حياته ومن ثمَّ أردى نفسه قتيلاً |
O gece, benim zorla yıkanmamı isterken, adamın yaptığı bir şey vardı. | Open Subtitles | إنه أمر فعله الرجل بتلكَ الليلة التي أرغمني فيها على غسل نفسي |
Kız kardeşim alakasız bir konuya yersiz bir tepki veriyor. | Open Subtitles | مهلا أختي تمر بردة فعل مبالغ فيها على امر تافه |
bir dahaki sefere temel prensipleri atladığı için bir stajyere bağırdığında bunu hatırlayabilirsin. | Open Subtitles | حسنا, ربما ستتذكرينه في المرة القادمة التي تصرخين فيها على متدرب لتجاوزه الأساسيات. |
Ve damarlarındaki tek damla kan dahi ufacık bir kurnazlık veya hile taşıyamaz. | Open Subtitles | ولا الدماء التي في شرايينك قد نجد دليلاً فيها على المكر و الخداع |
Pekala, ağır ol bakalım. Bu, bir poşet cipse ilk kez bağırışım. | Open Subtitles | حسناً، بهدوء، إنّها المرة الأولى التي أصرخ فيها على كيس لرقائق البطاطس. |
bir kere karına yalan söylediysen, tek çıkış yolu iki kat yapmaktır. | Open Subtitles | المرة التي تكذب فيها على زوجتك المخرج الوحيد منها هو انخفاضك أكثر |
Güneş ağaçların üstünden öyle.. ..bir çıkıyordu ki her yer.. | Open Subtitles | ظهرت الشمس على قمة الأشجار بطريقة انعكست فيها على الحوض |
Bu endüstri, teknolojinin değişmediği ve odağının sürdürülebilir bir gelecek pahasına rant sağlamak olduğu bir endüstri. | TED | وينصب التركيز فيها على تحقيق الربحية على حساب المستقبل المستدام. |
Gerçeği itiraf etme riskini göze alarak söylüyorum ki, hiçbir zaman koltuk değneklerini kullandığım yılki kadar iyi bir insan olmamıştım. | TED | ولكي اكون صادقاً .. لم اكن حسن الخلق في السنة التي كنت فيها على العكازين |
İşte, burası tam olarak ilk öpüştüğüm nokta. | Open Subtitles | هذه النقطة بالتحديد التي حصلت فيها على قبلتي الأولى |
Tam olarak ne kadar zarardan bahsediyoruz, küçük bir uyuşma mı yoksa şok cihazımın üstüne oturduğumda yaşadığım gibi birşey mi? | Open Subtitles | ما الذي نتحدث عنه هنا بعض الخدر؟ أو تلك المره التي جلست فيها على صاعقي؟ |
Onu büyük bir kamera olarak düşün. İçine bir bakmamıza izin ver. | Open Subtitles | فكري فيها على إنها كاميرا كبيرة تمكننا من إلتقاط الصور داخلياً |
bir kamu hizmetine en son ne zaman başvurdunuz? | TED | متى كانت آخر مرة استطعتم الحصول فيها على خدمة حكومية؟ |
Bu güzelim şehirde ne zaman bir halıya işense bunu ödemesi gereken kişi ben mi olmalıyım? | Open Subtitles | هل يتوجب علي في كل مرّة يتم التبوّل فيها على سجّادة في هذه المدينة العادلة أن أقدم التعويض لشخص ما؟ |