ويكيبيديا

    "فيها على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • olarak
        
    • ne zaman
        
    Arabanın daha önceden en azından bir kez arandığını düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد أن السيارة بالفعل تم البحث فيها على الأقل مرة؟
    Hayatı boyunca ilk kez bir kız arkadaşı var, biliyor musun? Open Subtitles أعني هذه المرة الأولى طوال حياته التي يحصل فيها على فتاة
    Ta ki hiç tanımadığı babası ona ona beklenmedik bir şey bırakana dek. Open Subtitles عند اللحظة التي لم تتعرف فيها على والدها ترك لها شيئاً لم تتوقعه
    Ve işte birinci seçenek: kütüphane olarak değil de konuşulan, gürültü yapılan bir yer olarak düşünün. TED لذا الخيار رقم واحد: بدلًا من التفكير فيها على أنها مكتبة، فكّر فيها على أنها مكان حيث: تتكلم وتحدث ضجيجًا.
    tuğla duvarı gezegenimizde yol açtığımız tüm sorunlar olarak görün, çevresel ve sosyal. TED تصور جدار الطوب بأنه جميع هذه المشاكل التي تسببنا فيها على كوكب الأرض، بيئيا وإجتماعيا. إنها رسالة الأمل.
    Davranışlarına göre birisini en son ne zaman yargıladığınızı düşünün özellikle başkası hakkında fikrinizi değiştirdiğinizi hissettiğinizde. TED فكر بآخر لحظة حكمت فيها على شخص بناءً على سلوكه، وخصوصاً عندما تشعر حقاً وكأنك غيرت رأيك حول شخص.
    bir ay sonra hayatını kurtardığım için bana mektupla teşekkür edip kendini vurdu. Open Subtitles أرسلَ إليّ رسالةً يشكرني فيها على إنقاذ حياته ومن ثمَّ أردى نفسه قتيلاً
    O gece, benim zorla yıkanmamı isterken, adamın yaptığı bir şey vardı. Open Subtitles إنه أمر فعله الرجل بتلكَ الليلة التي أرغمني فيها على غسل نفسي
    Kız kardeşim alakasız bir konuya yersiz bir tepki veriyor. Open Subtitles مهلا أختي تمر بردة فعل مبالغ فيها على امر تافه
    bir dahaki sefere temel prensipleri atladığı için bir stajyere bağırdığında bunu hatırlayabilirsin. Open Subtitles حسنا, ربما ستتذكرينه في المرة القادمة التي تصرخين فيها على متدرب لتجاوزه الأساسيات.
    Ve damarlarındaki tek damla kan dahi ufacık bir kurnazlık veya hile taşıyamaz. Open Subtitles ولا الدماء التي في شرايينك قد نجد دليلاً فيها على المكر و الخداع
    Pekala, ağır ol bakalım. Bu, bir poşet cipse ilk kez bağırışım. Open Subtitles حسناً، بهدوء، إنّها المرة الأولى التي أصرخ فيها على كيس لرقائق البطاطس.
    bir kere karına yalan söylediysen, tek çıkış yolu iki kat yapmaktır. Open Subtitles المرة التي تكذب فيها على زوجتك المخرج الوحيد منها هو انخفاضك أكثر
    Güneş ağaçların üstünden öyle.. ..bir çıkıyordu ki her yer.. Open Subtitles ظهرت الشمس على قمة الأشجار بطريقة انعكست فيها على الحوض
    Bu endüstri, teknolojinin değişmediği ve odağının sürdürülebilir bir gelecek pahasına rant sağlamak olduğu bir endüstri. TED وينصب التركيز فيها على تحقيق الربحية على حساب المستقبل المستدام.
    Gerçeği itiraf etme riskini göze alarak söylüyorum ki, hiçbir zaman koltuk değneklerini kullandığım yılki kadar iyi bir insan olmamıştım. TED ولكي اكون صادقاً .. لم اكن حسن الخلق في السنة التي كنت فيها على العكازين
    İşte, burası tam olarak ilk öpüştüğüm nokta. Open Subtitles هذه النقطة بالتحديد التي حصلت فيها على قبلتي الأولى
    Tam olarak ne kadar zarardan bahsediyoruz, küçük bir uyuşma mı yoksa şok cihazımın üstüne oturduğumda yaşadığım gibi birşey mi? Open Subtitles ما الذي نتحدث عنه هنا بعض الخدر؟ أو تلك المره التي جلست فيها على صاعقي؟
    Onu büyük bir kamera olarak düşün. İçine bir bakmamıza izin ver. Open Subtitles فكري فيها على إنها كاميرا كبيرة تمكننا من إلتقاط الصور داخلياً
    bir kamu hizmetine en son ne zaman başvurdunuz? TED متى كانت آخر مرة استطعتم الحصول فيها على خدمة حكومية؟
    Bu güzelim şehirde ne zaman bir halıya işense bunu ödemesi gereken kişi ben mi olmalıyım? Open Subtitles هل يتوجب علي في كل مرّة يتم التبوّل فيها على سجّادة في هذه المدينة العادلة أن أقدم التعويض لشخص ما؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد