Araştırmalar, bu virüslerin hayvandan insana geçişi sırasında erken evrelerde teşhis edebilmesini mümkün kılacaklar. | TED | وبشكل مثالي، سيسمح لنا هذا بالإمساك بتلك الأشياء في وقت مبكر، في أثناء انتقالهم إلى البشر. |
Çatışma sırasında her yerden top ve tüfek atışı yapılıyordu. | Open Subtitles | في أثناء المعركة بالأسلحة النارية، كان هناك إنفجار المدافع والأسلحة هنا وهناك |
Genelde "ça, ça" konuşması sırasında bu kadar üzülüp savunmaya geçmezdin. | Open Subtitles | عادة أنتي لا تكوني منزعجة جدًا ولا مدافعة في أثناء الكلام الفلسفي |
Bu film çekildiği sırada bu kaplumbağa Çin'de hayatta kalabilen üç Swinhoe kaplumbağasından biriydi. | Open Subtitles | و في أثناء التصوير كانت هذه السلحفاة أحد ثلاث سلاحف تركت حية في الصين |
Siz de bu sırada adamızın keyfini çıkarın. | Open Subtitles | في أثناء ذلك، استمتعا بإقامتكما على الجزيرة |
Bu sırada yeni kütüphanemizi görmek ister misiniz? | Open Subtitles | في أثناء ذلك ما رأيك في جولة حول المكتبة الجديدة؟ |
Genelde buna soruşturma sırasında karar veririm. | Open Subtitles | في الغالب تتكون مراقبتي للتعامل مع المجرم في أثناء الاستجواب |
Burası okul baskını sırasında Lucas'la saklandığımız yer, ama halıyı değiştirmişler. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي إختبأت فيه مع لوكاس في أثناء اطلاق النيران ، لكنهم استبدلوا السجادة |
Okuma sırasında bütün bunları kullandı. | Open Subtitles | انه يستخدم كل هذه الأشياء في أثناء المحادثة.. |
- Sonra düşündüm ki hediyeyi doğum günü partim sırasında bırakmış olmalıydın. | Open Subtitles | أنك ولابد تركت الهدية في أثناء حفل عيد ميلادي |
Ama bu cinayet sırasında başka birinin daha orada olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | لكنّه يُثبت وجود شخص آخر في أثناء حدوث الجريمة. |
Yanlış duymadıysam toplu paylaşım sırasında iki yıldır ayık olduğunuzu söylediniz. | Open Subtitles | في أثناء الاجتماع، ذكرت أنّك لم تذق طعم الكحول منذ سنتين إلاّ إذا كنتُ أخطأت الفهم |
Şu aşağıdaki duvar, görev sırasında şehit düşen ajanların anısına olan duvar? | Open Subtitles | الحائط في الأسفل العملاء الذين ماتوا في أثناء العمل؟ |
..büyük savaş sırasında korumayı başardı. | Open Subtitles | كان وحده مسئولاً عن حماية هذه الأراضي في أثناء الحرب الكبرى |
Patlama sırasında açık olan tüm elektriksel şeyler işe yaramaz. | Open Subtitles | كل شيء الكهربائي الذي كان في أثناء الانفجار لا طائل منه. |
Tıbbı ekip gelip hayatını kurtarıyorlar ama evde iyileştiği sırada şunu fark ediyor: "Benim işim daha bitmedi." | TED | أتى المسعفون وأنقذوا حياتها، ولكن بعد ذلك في أثناء استجمامها بالمنزل، أدركت بأنها، "لم تنجز وظيفتها بعد" |
Bu sırada kiminle konuşmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | في أثناء ذلك... أَعْرفُ رجل اريد اتكَلم معه. |
Bu sırada onları parçalarına ayırıyor. | Open Subtitles | ثمّ يتسبب في تحلّلهم في أثناء العملية. |
Bu sırada Jane'in eski nişanlısı Michael ve şimdiki aşkı Rafael arasındaki gerginlik sürekli had safhadaydı, ve Jane arada kalmıştı. | Open Subtitles | في أثناء ذلك، كان التوتر بين (مايكل) خطيب (جاين) السابق وبين حبها الحالي (رافاييل) على أشده وعلقت (جاين) في الوسط |
Bu sırada, Jane bir Katolik Lisede öğretmenliğe başlamıştı. | Open Subtitles | في أثناء ذلك، كانت (جاين) تدرّس في مدرسة ثانوية كاثوليكية |