5 yıl önce genç bir kız onun bölgesinde ölü bulunmuştu. | Open Subtitles | قبل 5 سنوات عُثر على فتاة مراهقة ميتة في أراضي مجمعه |
Ona düşman bölgesinde hareket etmek için nasıl kendine yeterli olunacağını öğrettim. | Open Subtitles | أنا علمته كيف يكون مكتفيا ذاتيا للعمل في أراضي العدو |
Eyaletin ortasındaki kurak tarım arazilerinde mi? | Open Subtitles | في أراضي زراعية جافة في منتصف الولاية؟ |
Charles Sternberg'in oğlu George'un Kansas'ın çorak arazilerinde çıkardığı bir fosil sayesinde neler olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لقد عرفنا ما حدث من أحافير تم التنقيب عنها في أراضي (كنساس) الوعرة (من قبل (جورج) ابن (تشارلز سترينبرغ |
- Bantu Adası'nda haydutların eline düştüm. | Open Subtitles | قيضوا علي وأنا أسرق المحاصيل في أراضي البانتو |
Bu kurak topraklara suyun gelmesi ile Okavango verimli bir cennete dönüşüyor. | Open Subtitles | و بينما يتدفق الماء في أراضي الصحراء تتحول أوكافانجو إلى جنة خصبة |
Tek isteğimiz, atalarımızın topraklarında huzur içinde yaşamak. | Open Subtitles | كل ما نرغب به هو أن نعيش في أراضي أبائنا في سلام. |
Apophis'in dikkati senin gönderdiğin yanlış bilgilerle başka yöne çekildiği zaman Tok'ra serbestçe Goa'uld bölgesinde hareket ediyordu ve birsürü tutuklanmış olan üyesini ve sempatizanını kurtarıyordu. | Open Subtitles | بينما ألهي أبوفيس بمعلوماتك المغلوطة التوك رع كانو يتحركون بحرية في أراضي الجواؤلد أنقذو العملاء والحلفاء الأسرى |
1874: General George Custer, Lakota bölgesinde altın bulunduğunu duyurdu; özellikle Siyah Tepeler'de. | TED | عام 1874: أعلن الجنرال جورج كستر اكتشاف الذهب في أراضي قبائل الـ"لاكوتا" تحديدا في "التلال السوداء" |
Çünkü Kobra Ailesi bölgesinde oturuyorsun. | Open Subtitles | "لأنك تعيش في أراضي عائلة "كوبرا |
Patty Shack, Başkanın bölgesinde o yüzden kurşun yerine daha kalitesiz kahvaltıyı tercih ederim. | Open Subtitles | حسنٌ، كوخ (باتي) في أراضي (العمدة). لذا سآخذ شطيرة رصاص على الإفطار. |
Hiç düşman bölgesinde görev yaptınız mı? | Open Subtitles | -لا هل سبق أن تعاملتي في أراضي معادية ؟ |
Jace ve Clary düşman bölgesinde yalnızlar. | Open Subtitles | جيس" و"كلاري" لوحدهم" في أراضي العدو |
Ulusal Park Servisi, Black Hills Enstitüsünü 1985'ten beri devlet arazilerinde, yasadışı fosil toplamak sebebiyle araştırıyordu. | Open Subtitles | "بدأت خِدمة الحدائِق الوطنيّة بالتّحقيق بمعهد "بلاك هيلز في بداية عام 1985 لجمعهِ أحفوريّات في أراضي عامّة بشكل غير قانونيّ |
- Gurur Toprakları'nda güvendesin. Hayır! | Open Subtitles | ـ أنت بمأمن في أراضي العز |
Drogo'nun Gece Topraklari'nda ejderha yumurtalarina ihtiyaci olmayacak. | Open Subtitles | -دروغو) لن يستفيد من بيض التنين في أراضي الليل) |
Düşünün: cesur orkestra üyemiz egzotik topraklara sanat ve kültür götürmeye giderken başına neler geliyor. | Open Subtitles | أقصد ، فكر بهذا الشأن عضو فرقتنا الموسيقية الشجاع غامر في أراضي غريبة ليحضر الفن والثقافة وماذا حدث؟ |
Ama o bile vaat edilmiş topraklara ulaşamadı. | Open Subtitles | .و حتى هو لم يكن مسموح وجوده في أراضي الوعد |
Efendim! Saltanat topraklarında sırtlan! | Open Subtitles | ياسيدي الضباع ترتع في أراضي الكبرياء |
Askerlerimi tehlikeye atmayacağım düşman topraklarında | Open Subtitles | لن أخاطر بقواتي في أراضي العدو |