Ona Avustralya'da bir sürü Asyalı olduğunu ve doğru yerde olduğumuzu açıklamamız gerekti. | TED | كانت لا بد أن يتم الشرح لها أنه يوجد عدد كبير من الأسيويين في أستراليا و أننا كنا في المكان الصحيح. |
Avustralya'da günde 3 çocuk KGS uygulaması riski altında. | TED | بمعدل ثلاثة أطفال في اليوم في أستراليا معرضون لخطر الختان. |
Onay vermeyen iki ülke vardı, şimdi sadece bir tane kaldı. Avustralya'da seçimler yapıldı. | TED | الدولتين الوحيدتين اللتين لم توافقا والآن هناك واحدة فقط. كان هناك انتخاب في أستراليا |
Büyükannemin Avustralya'daki eski bir arkadaşı hakkında bir öykü anlattı. | Open Subtitles | وقد حدثني عن سيدة عجوز ودودة قريبة جدتي في أستراليا |
Avustralya'daki mülteci sorunu öyle politikleştirildi ki insaniyetini yitirdi. | TED | قضية طالبي اللجوء في أستراليا تم تسيسها بشكل كبير حيث فقدت طابعها الإنساني. |
Avustralya'nın iklimi onlara yıkıcılık katmış. | Open Subtitles | أعتقد أن الطقس في أستراليا هو سبب تكاثر هذا النوع |
Avusturalya'da buralarda 20 yıl önce geldiğimiz bazı yerlere gittik ve gördüğümüzde şaşırdığımız şuydu ki; | Open Subtitles | هنا في أستراليا ذهبنا إلى بعض الأماكن حيث نحن قد كنّا فيها قبل 22 سنة ونحن تفاجئنا لرؤية ذلك |
Gerçekten coşkulu bir grup olmuştuk ve Avusturalya'daki diğer okullardan daha çok para toplamıştık. | TED | كنا حقا مجموعة شباب شغوف. وجمعنا أموال أكثر من أي مدرسة أخرى في أستراليا. |
Ve Avustralya'da her kasabada, her köyde ve her şehirde bu slayt gösterisini yapmak üzere 250 kişi eğittik. | TED | وقمنا بتدريب 250 شخص على تقديم العروض في كل مدينة وقرية في أستراليا |
Avustralya'da para topladım ve yetimhanede birkaç ay gönüllü olmak için Kamboçya'ya geri döndüm. | TED | جمعت أموالًا في أستراليا ورجعت إلى كومبوديا في السنة التالية لأتطوع في الدار الأيتام لبضعة أشهر. |
Bu grafik, Avustralya'da 20 yılı aşkın bir zaman diliminde Standart ve İleri Matematik dersi alan öğrencilerin sayısını gösteriyor. | TED | هذا الرسم البياني يوضح عدد الطلاب الذين يدرسون الرياضيات التقليدية والرياضيات المتقدمة خلال فترة 20 عامًا في أستراليا. |
Toplantılar Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da yapılıyor burada da var bir tane, hani şu grup. | Open Subtitles | مؤتمرات للساحرات في أوروبا و في أمريكا و في أستراليا و عِنْدَهُمْ واحد هنا تلك الباقةِ الكاملةِ |
DİKKAT Avustralya'da ÇOCUK KAÇIRILDI ACELE EYLEM GEREKLİ | Open Subtitles | أرجو الإنتباه خطف ولد في أستراليا الوضع يتطلب التحرك الفوري |
Bernard'a ve size Avustralya'da tehlikeli bir görev teklif edildi. | Open Subtitles | أنت و برنارد ... طلبتم لتقبلو مهمه خطيره في أستراليا |
Sonra Avustralya'da izne çıktık. O plajları görmelisin. | Open Subtitles | ثم اصبحنا آخر المتمادين في أستراليا كان عليكم رؤية هذه الشواطئ |
Sydney'de 3 Milyon ve Avustralya'da 17 Milyon insan gelecek birkaç gün içinde Bellerophon'a ihtiyaç duyacak. | Open Subtitles | هناك ثلاثة ملايين فرد في سيدني و17 مليون فرد في أستراليا سيحتاجون البلروفون خلال بضعة أيام |
Resif pek çok küçük balıkla harika görünüyordu fakat Avustralya'da gördüğümüz kadar büyük balık neredeyse görmedik ve bu beni endişelendirdi. | Open Subtitles | تبدو الشعبة المرجانية عظيمة بالكثير من السمك الصغير لكنّنا لم نرى العديد من السمك الكبير بينما نحن عملنا في أستراليا |
Avustralya'daki parklarda, geniş çaplı zıplama ipleri ve 9 metre uzunluğunda tırmanma kuleleri ile tam olarak bunu yaptılar. | TED | وهذا بالضبط ما نفذته المتنزهات في أستراليا مع حبال التزلق المنتشرة على نطاق واسع وأبراج التسلق ذات ارتفاع 30 قدم. |
Bildiğim ve önemsediğim bu çocuklara, sırtımı çevirip Avustralya'daki hayatıma geri dönemedim. | TED | لم أستطع أن أضغط على نفسي لأدير ظهري للأطفال الذين أتيت لأعرفهم وأهتم بهم وبعد ذلك أعود إلى حياتي في أستراليا. |
Avustralya'daki Büyük Set Resifi de bir başka başarı hikayesi. | TED | الحاجز المرجاني العظيم في أستراليا يُمثل قصة نجاح أخرى. |
Ama Avustralya'nın En Çok Arananlar isimli televizyon programını aradım. | Open Subtitles | لكن أنا اتصلت بقسم أكثر المطلوبين في أستراليا |
Bu Avusturalya'da büyümüş Hint sığırları, yakında uluslararası et iştahını giderebilmek için sevk edilmiş olacaklar. | Open Subtitles | هذهالماشية,المحليةفيالهند ، تربَّت في أستراليا ستُشحَن قريبا ً لاطعام الشهوة العالمية للحم البقر. |
Müze belli bir süre sonra insanların bu masada çokça zaman geçirdiklerini farketti. Bu sebepten Avusturalya'daki bir bilim-eğitim merkezinden bir araştırmacı bu masayı iyice inceleyip sebepin ne olduğunu bulmaya çalıştı. | TED | ومن الملاحظات في ذلك المتحف، أن الزوار قضوا فترات طويلة من الوقت في ذلك المعرض، وباحثة من مركز التعليم العلمي في أستراليا قررت دراسة ذلك المعرض واكتشاف ما الذي يحدث هناك. |
Avusturya'da doğdum, sonra da Ohio, Chillicothe'da büyüdüm. | Open Subtitles | ولدت في أستراليا وترعرعت في شليكث ، أوهايو |