Ve madenciler, geçen yüzyılın başlarında burada resmen mum ışığında çalışdılar. | TED | وعمال المنجم في أوائل القرن الماضي كانوا يعملون، بضوء الشموع، حرفيا. |
1960'ların başlarında, dev gezegenlere kadar bir uzay aracını göndermek düşünülemiyordu bile. | Open Subtitles | في أوائل الستينات إرسال مركبة فضائية طوال الطريق إلى العـمـالقــة كــان مـسـتـحـيــلاً |
1980'lerin başlarında Randall Lee Smith orada iki yürüyüşçüyü öldürdü. | Open Subtitles | في أوائل عام 1980، قتل راندال لي سميث مسافرين هناك |
1990'ların başında, Siyahi Amerikalıların sağlığı hakkında yazılmış bir kitabı incelemem istendi. | TED | في أوائل التسعينيات، طُلب مني مراجعة كتاب جديد حول صحة السود في الولايات المتحدة. |
Size anlatmak üzere olduğum hikaye, 90'ların başında geçiyor. | Open Subtitles | والآن، هذه القصة التي سأرويها جرت أحداثها في أوائل التسعينات |
Yirmili yaşlarının başında. Bahsettiğim epik anlatımı biliyor musun? | Open Subtitles | إنها في أوائل العشرينيات أتذكر الرواية البطولية التي تحدثت عنها؟ |
70'lerin başında bir zamanda kızıma bir karınca çiftliği satın aldım. | Open Subtitles | .. ذات مرة في أوائل السبعينيات قمت بشراء مزرعة نمل لابنتي |
Ailem 1980'li yılların başında Kuzey Afrika, Libya'dan Kanada'ya geldi ve ben 11 çocuğun ortancasıyım. | TED | انتقل والديّ من ليبيا في شمال افريقيا لكندا في أوائل سنة 1980. وأنا الطفلة الوسطى من بين 11 طفلًا. |
İşte bu. İşte bu Hirshhorn -- Gordon Bunshaft tarafından 70'lerin başlarında 70 metre çapında betondan bir donut tatlısı şeklinde tasarlanmış. | TED | ها هو ذا. هذا هو متحف الهيرشورن -- كعكة مجوفة من الخرسانة بقطر 230 قدما صممت في أوائل السبعينات بواسطة غوردون بونشافت. |
1900'lerin başlarında insanlar ortalama 50 yıl yaşıyordu. | TED | في أوائل القرن العشرين، عاش البشر 50 سنة في المتوسط فقط. |
Bu yayılım, Flemenk tüccarların Avrupa'ya çok miktarda çayı, 1600'lerin başlarında getirmesiyle daha da fazlalaştı. | TED | بدأ ذلك الانتشار جديًا في أوائل القرن 17 عندما أدخل التُجار الهولنديون الشاي بكميات كبيرة إلى أوروبا. |
20. yüzyılın başlarında, arkeologlar Irak'ın kuzeyinde yer alan Hatra antik kentinde yüzlerce heykel ve arkeolojik eser keşfetti. | TED | في أوائل القرن الـ20، اكتشف علماء الآثار مئات من التماثيل والتحف في مدينة الحضر القديمة، في شمال العراق. |
16. yüzyılın başlarında devlet adamı Niccoló Machiavelli birçok tarih, felsefe ve drama çalışması yazdı. | TED | في أوائل القرن السادس عشر، كان السياسي نيكولو مكيافيلي قد كتب العديد من أعمال التاريخ والفلسفة والمسرح. |
On dokuzuncu yüzyılın başlarında yazılan Austen'ın romanları, İngiltere kırsalının üst sınıflarının korunaklı yaşamlarını deşifre eder. | TED | كُتبت رواياتها في أوائل القرن التاسع عشر، وفكّت شيفرة الحيوات المستترة للطّبقات العليا في الريف الإنجليزي. |
Annenle baban bu evi 1960'ların başında satın aldı. | Open Subtitles | أمك وأباك إشتروا هذا المنزل في أوائل الستينات |
Kalpsiz, 90'ların başında uyuşturucu satardı. | Open Subtitles | كان يبيع المخدرات في المآوي في أوائل التسعينات |
90'ların başında McLane tarafından açılan büyük mevduat hesaplarını araştırın. | Open Subtitles | أنتما تبحثان عن إيداعات كبيرة في حسابات جديدة تم فتحها من قبل ماكلاين في أوائل التسعينات |
40'lı yaşlarının başında, orduda görev yapmış beyaz bir erkek arıyoruz. | Open Subtitles | تذكروا,نحن نبحث عن ذكر ابيض في أوائل الاربعينيات عسكري سابق |
1980'lerin başında, Florida'da bir iş gezisinde, Bonica, eski bir öğrencisini onu Tampa'daki Hyde Park alanına götürmesi için aldı. | TED | وفي رحلة عمل إلى فلوريدا في أوائل الثمانينات طلب بونيكا من تلميذ سابق له أن يقله إلى الهايد بارك في تامبا |
70'li yılların başında yaptığım çizimleri gördükten sonra benimle konuşmadı. | Open Subtitles | لم يكن يتحدث إليّ بعد ذلك، بعد أن رأى بعض أعمالي في أوائل السبعينات. |
Simpiseal dorsal marjinde destek takozu olmaması onun 40'lı yaşların başında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | عدم وجود تشفه ملحوظ على الحافة الإرتفاقية الظهرية يضعه في أوائل عقده الخامس. |
Bu bir erkek, otuz yaşlarında, öleli bir hafta olmuş. | Open Subtitles | إنه ذكر، في أوائل الثلاثينات متوفى منذ أسبوع على الأقل |
30'larının başında, koyu tenli siyah saçlı, Avrupa aksanıyla konuşuyor. | Open Subtitles | في أوائل الثلاثينات، ببشرة داكنة شعر أسود، يتحدث بلهجة أوروبية |
Maktulümüz, yaklaşık 2 ay önce ölmüş olan genç bir çocuktu ama veriye göre 1800'lü yılların başlarında büyümüş. | Open Subtitles | ضحيتنا فتى مُراهق مات قبل شهرين لكن طِبقاً للمعلومات,ترعرع في أوائل 1800 ميلادي |