Bildiğimiz şekliyle Zaman, sadece tek bir yönde algıladığımız bir boyuttur. | Open Subtitles | الوقت كما نعرفه، بُعد من الأبعاد نمارسه في إتجاه واحد فقط. |
Bir taşını feda ederek rakibini tek bir yönde ilerlemeye zorlarsın bu arada senin taşların çifte atlama için hazır bekliyor olur. | Open Subtitles | التضحية بحجر من أجل إجبار عدوك على التحرك في إتجاه واحد بينما ترقد قواتك في إنتظاره للقيام بالقفزة المُزدوجة الرائعة |
Atının üzerine binmiş, ve oraya kadar sürmüş, atından inmiş, ve yürüyebildiği kadar tek bir yönde yürümüş, ve geriye dönmüş, ve diğerlerini çağırabilmek için yola çıkmış. | Open Subtitles | تَقدّمَ بحصانَه ورَكبَ إلى هناك ونَزلَ، ومَشى بقدر ما يُمْكِنُ أَنْ يفعل في إتجاه واحد وبعد ذلك إستدارَ، ومَشى بقدر يُمْكِنُ للإتجاه الآخرِ |