Chris, büyük oğlum, North Hollywood'daki bir film stüdyosunda çalışıyordu. | Open Subtitles | كريس ولدي الأكبر، لقد كان يعمل في شمال هوليود في استديو للأفلام |
Daha önce gerçek bir kayıt stüdyosunda bulunmamıştım. | Open Subtitles | لم اكن في استديو تسجيلات حقيقي من قبل حسنا لا يمكن ان نشعر بالفرق |
Sen yazına devam edersin, ben de bir film stüdyosunda çalışırım... | Open Subtitles | انت تستطيع انت تكتب و انا سأعمل في استديو افلام |
Mösyö Langton'ın stüdyosundaki üst raf. | Open Subtitles | في الرف العلوي في استديو السيد " كلود لانغتون" أنت لم تره؟ |
Nicholas'ın stüdyosundaki faturalara ve kopya tablolara göre beyanlarının yalan olduğunu kanıtlayacak epey delilimiz var. | Open Subtitles | حسناً، كلامي مَبنيّ على فواتير (عثرنا عليها في استديو (نيكولاس ،ونسخ طبق الأصل من لوحات فنية لدينا من يكفي من الأدلة لاعتقالك على مسرحيتك الزائفة |
Neden bu buzhane yerine daha sıcak bir stüdyoda çekim yapmıyoruz? | Open Subtitles | لا أفهم لماذا لا نصور في استديو جميل و دافئ,بدلاً من التصوير في ثلاجة اللحوم |
Daniel'la Wilhelmina'nın akşama kadar tasarım stüdyosunda toplantıları var. | Open Subtitles | ليس اذا حضرنا متأخرات.. دانيال و ويلمينا لديهم اجتماع في استديو التصميم الى وقت الظهر |
Pis bir apartmanın minicik stüdyosunda oturduğumu görmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أجعله يرى أنني أعيش في استديو صغير جداً في بناية قذرة |
Klasik Liam Booker'lık yapıp ucuz sana stüdyosunda kız kaldırmaya çalıştın ama yapamadın çünkü ona aşık olmuşsun.Ona karşı hislerin var. | Open Subtitles | لقد حاولتَ أن تحظى بليام بوكر أنيق، علاقات رخيصة في استديو الفن، ولكنك لم تقدر، لأنك تحبها، لديك مشاعر. |
Kasabamızda yaşayan sanatçı, stüdyosunda ölü bulundu. | Open Subtitles | "فنان محلي وجد ميتاً في استديو الشرطة تدخل إلى موقع جريمة عنيفة" |
Woody'nin stüdyosunda görüşürüz. Ne zaman gelirsiniz? | Open Subtitles | أراك في استديو " وودي " أي ساعة ستصلين ؟ |
Porno stüdyosunda ne çeşit kimyasal buldun? | Open Subtitles | نفس النوع الذي حدث في استديو الإباحية ؟ |
Bu yüzden bir araya geliş buluşmalarını, o polis beni vurduğu için aldığım parayla aldığım striptiz aerobik stüdyosunda gerçekleştirmelerine izin verdim. | Open Subtitles | لذا فقد ساعدتهم في الحصول على وقتهم الخاص, في استديو الإيروبكس الذي اشتريته بكل ما حصلت عليه من مال, بعدما أطلق علي الرصاص هذا الشرطي. |
Üzgünüm ama tüm yaz boyunca bir stüdyoda resim yapmayacağım. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني لاأرسم في استديو طوال فترة الصيف |
Onu o saatlerde stüdyoda gören binlerce tanık bulabilirim. | Open Subtitles | ولدي حرفياً الملايين من الشهود الذين رأوها في استديو التصوير خلال هذا الوقت |
stüdyoda uyumaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكثر شيء اكرهه هو النوم في استديو التسجيل |