Mezunlarımız, mezunlar dergisini Hindistan'daki tapınaklarda ve Ürdün'deki saraylarda okuyor. | Open Subtitles | خريجوامدرستنا يتلقون علمهم المغابد في الهند وفي القصور في الأردن |
Yani böyle şeyler, ama aynı zamanda, Petra, Ürdün gibi uzak ve egzotik yerlere gidebilecek birisi. | TED | أشياء من هذا القبيل، و أريد كذلك شخصا يود الذهاب إلى الأماكن النائية، الأماكن العجيبة مثل البتراء، في الأردن. |
Götürmeseydik bu insanlar muhtemelen Ürdün'de bir mülteci kampındaki çadırda hiç oturmayacaklardı. | TED | هؤلاء الناس الذين قد لم يجلسوا يوماً في خيمة ضمن مخيم اللاجئين في الأردن |
Ürdün'de, kral hazretleri onları görmeye geldi. | TED | في الأردن ، جاء جلالة الملك و حضر العرض. |
Çünkü Chalabi, banka sahtekarlığı suçuyla Ürdün'de mahkum edilmişti. | Open Subtitles | منذ كان الجلبي من الفاسق في الأردن بتهمة الاحتيال المصرفي. |
Evet, Londra'da yaşıyor ama düğünü için Ürdün'e dönecek. | Open Subtitles | نعم،تعيش في لندن لكن الزفاف سيكون في الأردن |
Suudi Arabistan'daki Madain Salih ve Ürdün'deki Petra'daki | Open Subtitles | و في مدائن صالح في السعودية و في البتراء في الأردن |
Ürdün'de cehennem hayatı yaşamasına rağmen hiç pes etmedi. | Open Subtitles | لقد عانى الأمرين في الأردن و هو لم يستسلم قط |
- Riggs'le Ürdün'de ilişkin varmış. | Open Subtitles | أنتِ وريغز كنتم على علاقة متقدة في الأردن |
Evet, az önce silahlarımın Ürdün'de bekletildiğini duydum. | Open Subtitles | أجل، لقد سمعتُ للتوّ أنّ أسلحتي محتجزةٌ في الأردن |
Ürdün'deki otel odasından hiç çıkmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتَ أنك لَم تغادر حجرة الفندق في الأردن أبداً؟ |
Arap Dünya'sındaki genç insanlar üç diktatörü devirme ve bölgedeki güç yapılarını sarsma Ürdün ve Fas'daki akıllı kralları ikna edip önemli reformlar yapmalarını sağlama konusunda ne kadar başarılı olsalar da, sonuçların ne olacağı hala belli değil. | TED | و على الرغم من أن الشباب العربي كانوا ناجحين جدا في الإطاحة بثلاث ديكتاتوريات، هز المنطقة، و حث الملوك الأذكياء في الأردن والمغرب بإجراء إصلاحات جوهرية، لم تظهر بعد النتائج النهائية، |
Dünya Bankası'yla bir araştırma yürüttük. Ürdün'de yaşayan Suriyelilerin yüzde 87'si Lübnan'dakilerin yüzde 93'ü milli fakirlik sınırının altında yaşıyor. | TED | في بحث مع البنك الدولي، 87 % من السوريين في الأردن 93 % من السوريين في لبنان يعيشون تحت خط الفقر. |
11 yıl sonra, Ürdün'de doğdum. | TED | ولدت في الأردن بعدها ب 11 سنة. |
Örneğin Ürdün'de, erkeklerin kahvaltıda koyun yağı ve bal yediklerini gördüm. | Open Subtitles | ...على سبيل المثال في الأردن ، رأيت رجال يأكلون دهون لحم الضآن والعسل في الفطور |
30 derece kuzeyde, Ürdün'ün Akaba ve İran'ın Şiraz kentlerinden başlayıp batıya doğru gidiyor. | Open Subtitles | ثلاثون درجة شمالاً ثم غرب "العقبة" في "الأردن" و"شيراز" في "إيران" خط عرض الخيل |
Ürdün'de hepimiz yasalara göre yaşarız. | Open Subtitles | في الأردن نعيش جميعاً تحت القانون |
Çubukların Ürdün'de olduğunu tespit eden ekibin başındaydım. | Open Subtitles | عندما تركتُ الفريق السري الذي أعترضها "في "الأردن |
Hapiste misin, yoksa Ürdün'de ya da Beyrut'ta bir çukurda mısın bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إذا تم حبسُكِ أو ردمُكِ في حفرةٍ "في مكانٍ ما في"الأردن" أو "بيروت |
Çubukların Ürdün'de olduğunu tespit eden ekibin başındaydım. | Open Subtitles | عندما تركتُ الفريق السري الذي أعترضها "في "الأردن |