Bu tür şeyler açığa çıkarsa işin biter. Aday aramaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | لو تسربت تلك المعلومات, فأنت مُنتهي و سنستمر في البحث عن مُرشحنا |
Bu yaşımda bile kayıp medeniyetleri aramaya devam edebiliyorum. | TED | وحتى في عمري هذا يمكنني الاستمرار في البحث عن الحضارات المفقودة. |
Hatalı olduğunu ispatladığımda, bu istihbarat teşkilatının bütün kaynaklarını oğlumu bulmak için kullanacaksın. | Open Subtitles | عندما أثبت أنك مخطئة، ستسخدمين مصادر هذه الوكالة بأسرها في البحث عن ابني |
Ben de yıllarımı kayıp ikiz kardeşlerimi aramak için harcadım-- | Open Subtitles | أنا عن نفسي قضيت سنوات في البحث عن توأمي المفقود |
Ayaklarındaki damarları arayarak başlamak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | سوف نقوم بالبدأ في البحث عن العروق في أقدامك |
aramayı bırakamayız. | Open Subtitles | في البحث عن رجالنا لا يمكننا التوقف عن البحث |
Mulder'ı ararken bizimle iş birliği yaptığınız için size minnettarım. | Open Subtitles | لكن أنا شاكر لك التعاون في البحث عن مولدر. |
Howard'ın sana söylediğini biliyorum, ...ve eğer o konuda bir şey duyulursa, zamanımı bilginin nereden sızdığını aramakla geçirmem. | Open Subtitles | أعلم أن هوارد أخبرك ولكن اذا أخبرت أحدا , أنا لن أضيع وقتي في البحث عن المصدر |
Merhaba. Kayıp çocukların bulunmasına yardım etmeye geldik. | Open Subtitles | مرحباً، جئنا لنساعد في البحث عن البنات المفقودة |
İnsanları bulma konusunda uzman bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لدي صديق متخصص في البحث عن الأشخاص، اسمه "هو دونغ غو". |
Her besin bulduğu bölgede bir ağa dönüştü ve bağlantılar oluşturdu ve yiyecek aramaya devam etti. | TED | كلما تقدمت و عند كل قطعة غذاء تقابلها فإنها تصنع شبكة و توصل نفسها بها و تستمر في البحث عن العلف. |
Kızım, bu saçma fikirleri kafandan çıkarıp paralı bir adam aramaya başlasan iyi olur. | Open Subtitles | يا فتاة، عليكِ أن تزيلي هذه الأفكار من رأسك وتبدئين في البحث عن رجل تعودين منه بالغنائم |
Bu suçluyu aramaya nereden başlayacağız? | Open Subtitles | اين يفترض بنا ان نبدأ في البحث عن المجرم؟ |
Ve artık kanunen gerçek anneni aramaya hakkın var. | Open Subtitles | بأن القانون قد تغير وأنك الآن لديك الحق القانوني في البحث عن والدتك الحقيقية |
Hemşireyi izlemesinde yardımcı ol. Huck? Seni bulmak için nereye bakacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | ساعديه في البحث عن الممرضة هاك؟ كدتُ لا أعرف أين أبحث عنك |
Aslına bakarsanız bir akbabayı bir cesedi bulmak için kullanmak isterseniz, ağaçtaki ya da çit direğindeki bir akbabayı arayın. | TED | في الواقع، إذا أردت توظيف نسور في البحث عن جثث، فتش عنها فوق الأشجار أو على الأسيجة. |
Adamım, bu klimayı bulmak için deli gibi arandım, durdum. | Open Subtitles | أمضيت وقتاً طويلاً في البحث عن هذا المكيّف |
Geoff Marcy ve onun meslektaşı Paul Butler'dan önce Dünya'nın diğer bölgelerinden bir kaç astronom yabancı dünyaları aramak için öncülük ettiler. | Open Subtitles | "قبل أن يبدأ "جيف مارسي ، "وشريكه "بول بتلر وبعض رواد علم الفلك من جميع أنحاء العالم في البحث عن الكواكب الغريبة |
Yangxian yakınlarındaki bu köyde, her sabah bir grup ibikli turna yiyecek aramak için yuvalarından ayrılırlar. | Open Subtitles | كل صباح قطيع أبو منجل المتوج تترك مجثمهم، قرب قرية يانق اكسين، في البحث عن الغذاء. |
Korkarım bir yılını daha beynini arayarak geçirecek. | Open Subtitles | أخشى أن عليه قضاء عام آخر في البحث عن عقله |
Bu çok ilginç. Çok yaratıcı. Biz şu tanığı aramayı sürdürelim, tamam mı? | Open Subtitles | هذا مثير جدّاً، وخلاّق جدّاً فلنستمر في البحث عن الشاهد، اتفقنا؟ |
Kardeşimi ararken niye zamanını burada harcıyor? | Open Subtitles | لماذا تضيع وقتها في البحث عن أختي؟ لأنها لا تختفي . بل انجبت طفل فقط. |
Tamam da şu anda deli gibi iş aramakla meşgulüm gerçekten. | Open Subtitles | حسناً، أنا مركّز حقاً في البحث عن الوظائف الآن |
Merhaba. Kayıp çocukların bulunmasına yardım etmeye geldik. | Open Subtitles | مرحباً، جئنا لنساعد في البحث عن البنات المفقودة |
Tıbbi kayıtlarını bulma konusunda iyi şanslar. | Open Subtitles | ! حظاً سعيداً في البحث عن الملفات |