İlk akış çantada keklik ve Kulede yükseliyorlar. | TED | الشلال الأول كان سهلا للغاية وصعدوا طابقا إضافيا في البرج. |
Tam olarak 12:17'de Kulede, kapıları açıyor olacağım. | Open Subtitles | تحديداً عند الـ 12: 17 سأكون في البرج و أفتح البوابات |
En iyisi, suçluların ve serserilerin konulduğu bu Kulede tutalım onu. | Open Subtitles | يُفضّل أن نتركه هنا في البرج المخصص للمجرمين والمتشرّدين |
Monsieur Sauvage, Majesteleri Kraliçe adına... size Kule'ye hoşgeldiniz demek istiyorum. | Open Subtitles | سيد سوفاج, بالنيابه عن جلالتها هل يمكنني الترحيب بك في البرج |
Kule Bir'de 30. kata kadar çıkmak tam bir saatimizi aldı. | Open Subtitles | لقد تطلب منا ساعة لكي نصعد 30 ضابطاً في البرج الأول |
Ama burada haddinizi aştınız, Kule'de bir haydutlar çetesine tahammül edemeyiz. | Open Subtitles | لكن تم تجاوز الخط ولن يسمح لعصابات من الحرس في البرج |
Bu insanlar iyi eğitilmiş işçiler. Burada kulenin en üst parçasını birleştiriyorlar. | TED | هؤلاء الأشخاص عمال مدربون جيدًا، وها هم يقومون بتركيب أعلى قطعة في البرج. |
Kulede de hiç oturmuyordu. | Open Subtitles | لم يسبق له أن جلس باستقامة أبداً في البرج |
Diğer kaynaklar, sorunun Kulede kazadan önce olduğunu ve bununla bir ilgisi olabileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | تقارير اخرى تشير الى انه كانت هناك مشاكل في البرج قبل حدوث الحادث و ان ذلك ربما تسبب في حصول الحادث |
Ama hayatım, Kulede ikimiz için muhteşem bir yemek ayarladım. | Open Subtitles | لكن يا عزيزتي، لقد رتبت عشاءاً رائعاً لنا في البرج ليس بالأمر المهم، يمكننا أن نعمل عليه غداً |
Gece, seninle birlikte bunun üzerine çalışır mıyız? Ama, sevgilim, gotik Kulede bizim için mükemmel bir son yemek ayarladım. | Open Subtitles | لكن يا عزيزتي، لقد رتبت عشاءاً رائعاً لنا في البرج |
Şimdi, English, senden bu akşam Kulede olmanı ve sergiyi gözlemeni istiyorum. | Open Subtitles | الان, انجليش, انا اريدك ان تكون في البرج الليله,لتراقب ازاحة الستار |
Koordinat 703003. Gözlem raporlarına göre Kulede iki yüksek rütbeli subay var. | Open Subtitles | الوقع 703003 و تقول التقارير أن هناك ضابطين من الرتب العليا في البرج |
Bayan Salisbury'nin, Kulede tutulduğunu ve oğlunun idam edileceğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن السيدة ساليسبري مسجونة في البرج وأن إبنها قد أعدم |
Mimar, yeni Kule ofisinin pirinçten yapılmış parlayan anahtar levhasını tasarlamak için saatlerini harcamıştır. | TED | لقد قضى المصممون المعماريون مئات الساعات في تصميم لوحات الكهرباء النحاسية المصقولة لمكتبه الجديد في البرج |
Kraliyet Asası'na sahtesini koyarak Kule'ye geri yollayacaklardır. | Open Subtitles | ثم سيضعون نسخة مطابقة لها في الصولجان الملكي و يضعونها في البرج |
Kule'de birçok görevim var, onlardan en önemlisi de kraliyet genetikçisi olmak. | Open Subtitles | لديّ واجبات كثيرة في البرج وأهمّها هو الاختصاص بعلم الأنساب الملكية |
Hey, hey, çavuş, Kule Bir'de işimize yarayacak birşey kalmamıştır. | Open Subtitles | أيها الرقيب، نحن لن نجد أي معدات متروكة في البرج الأول |
Prenses tutsak tutuluyor Kara Kule'de akıp gidiyor ömrü her geçen saniye. | Open Subtitles | الأميرة محتجزة في البرج الأسود يزداد الخطر على حياتها مع كل ساعة تمر |
Beyaz Kule'de buluşalım. Teslimat girişinden gel ama. | Open Subtitles | قابلني في البرج الأبيض تعال من خلال باب التسليم |
Birinci kulenin 30. katına bir saatte çıktık. | Open Subtitles | لقد تطلب منا ساعة لكي نصعد 30 ضابطاً في البرج الأول |