Dolayısıyla bu format, tek tip eğitim modelinden uzaklaşıp öğrencilerin çok daha kişiselleştirilmiş bir müfredat izlemelerine olanak tanır. | TED | إذن فالأسلوب يتيح لنا تجنب نموذج المقاس الواحد للجميع في التعليم ويتيح للطلاب اتباع منهج مخصص للفرد بصورة كبيرة. |
Ve hedef değişti ve evet, tasarım eğitim sistemine uygulanmalı ancak eğitimin toplumu ilerletecek lokomotif olabilmesi için nasıl kurgulanması gerektiği bulunmalıydı. | TED | فالهدف أصبح، نعم، لنطبق التصميم في التعليم لكن لنعرف كيف نجعل هذا التعليم وسيلة رائعة لنمو المجتمع. |
Buna ayak uydurmak için eğitim giderlerini yarıya düşürürsünüz. | TED | من أجل مواكبة ذلك ينبغي أن تخفض الإنفاق في التعليم إلى النصف |
Eğer mahalli eğitimde gelecek vadeden bir öğretmen olmak istiyorsanız, o üniversitenin sınırlamalarından sıyrılıp şehrin ara sokaklarına karışmak zorundasınız. | TED | إن كنت تريد أن تصبح مدرسا طموحا في التعليم الحضري، فعليك أن تخرج من حدود تلك الجامعة وتذهب للأحياء الشعبية. |
Kore bize eğitimde nelerin mümkün olduğunu gösteriyor. | TED | وكوريا تقدم لكم دليلاعما يمكن القيام به في التعليم. |
Şimdi sizlere hızlıca, birkaç prensipten daha bahsedeceğim. Bunlar, eğitim ve kariyerinizi planlama konusunda yararlı olacak ya da eğer öğretmenlik yapıyorsanız, genç bilim insanlarına öğretme ve danışmanlık yapabilme becerinizi artıracak prensipler. | TED | والآن سوف أعرض عليكم سريعا بعض من المبادئ الأخرى التي ستكون مفيدة في تنظيم تعليمك وسيرتك المهنية، أو إذا كنت معلما، كيف يمكنك أن تحسن من أسلوبك في التعليم و الإرشاد للعلماء الناشئين. |
eğitim bilimci Benjamin Bloom 1984’te, 3 farklı popülasyonu inceleyerek 2 sigma problemini ortaya attı. | TED | الباحث في التعليم بنجامين بلوم، عام 1984 وضع مسألة تسمى مسألة ال 2 سيغما، وهي ملاحظة من دراسة ثلاث عينات. |
Bence, problemin bir kısmı şu ki baskın eğitim kültürü öğretme ve öğrenmeye odaklanmalı ama ölçmeye değil. | TED | وجزء من المشكلة، حسب اعتقادي، أن الثقافة المهيمنة في التعليم تركّز ليس على التدريس والتعلم، بل على الاختبار. |
Bir demokratik eğitim alıştırmasıydı, evet demokratik eğitimi tümüyle destekliyorum ama sadece yedi yaşındaydık. | TED | أنها كانت ممارسة في التعليم المدرسي الديمقراطي وأنا كلياً للتعليم المدرسي الديمقراطي، ولكننا كنا سبعة فقط. |
Son olarak eğitim yatırımları ile birleşince daha değerli üretim yapmaya başladılar. | TED | أخيرًا، إلى جانب الاستثمار في التعليم بدؤوا في التوسع وصولاً إلى التصنيع عالي القيمة. |
10 yaşına geldiğinde Malala ayaklandı, eğitim hakkı için ayaklandı. | TED | في عمر الـ10 سنوات، وقفت ملالا، لقد وقفت من أجل الحق في التعليم |
Ancak aile planlaması kızlara eşit şartlarda eğitim hakkı sağlanmadığı sürece gerçekleşemez. | TED | لكن تنظيم الأسرة لا يمكن أن يحدث بدون جودة متساوية في التعليم للفتيات اللواتي يُحرمن منه في الوقت الحالي. |
Biz yerel finansmanın eğitim yatırımında belkemiği olması gerektiğine inanıyoruz ve bunu tartışıyoruz. | TED | نحن نؤمن ونجادل أن التمويل المحلي يجب أن يكون العمود الفقري للاستثمار في التعليم. |
eğitim yatırımları, yeni fikir kaynaklarının artışını sağlamaktadır. | TED | الاستثمارات في التعليم تزيد المعروض من الأفكار الجديدة |
Üniversitede, yüksek eğitimde maliyet enflasyonu var. ki bu da tıbbi bakımdaki maliyet enflasyonunun büyümesini engelliyor. | TED | في الكلية, لدينا تضخم في التكاليف في التعليم العالي والذي يتخلف قليلاً عن تضخم التكاليف في الرعاية الطبية. |
Üzücü bir yetenek sıkıntısı olduğunu öğrendim, özellikle matematikte, sanayide, yönetimde ve eğitimde. | TED | و علمت أن هناك نقصا شديداً في المهارات, خاصة مهارات الرياضيات , في الصناعة , في الحكومة , في التعليم. |
Onların dehalarına inanmak zorundayız ve onlara, eğitimde gerçekten güç olduğunu | TED | يجب علينا أن نؤمن بتألقهم، ولنذكرهم من خلال تدريسهم بأنه بالتأكيد هنالك قوة في التعليم. |
Ama bazen metanet yeterli değildir, özellikle eğitimde. | TED | ولكن بعض الأحيان المثابرة ليست كافية، خصوصًا في التعليم. |
Bana sorarsanız şu an yaratıcılık en az okur-yazarlık kadar eğitimde önemli ve bizler aynı statüdeymişcesine muamele etmeliyiz. | TED | رأيي هو أن الإبداع الآن لا يقل أهمية في التعليم عن القراءة، وينبغي التعامل معه بنفس الاهتمام. |
Hem de Bobby Long'un öğretim asistanı olma ayrıcalığıyla! | Open Subtitles | بإمتياز واصبحت مساعد لبوبي في التعليم لمدة طويلة |
Elimde beni yüksek öğrenim yolculuğuna çıkaracak bulmacanın ilk parçasını tutuyorum. | Open Subtitles | أحمل في يدي أول خطوة في الطريق إلى رحلتي في التعليم العالي |