Evet, şehir bu çocuk Etrafta dolaşırken daha sâkin olacak. | Open Subtitles | نعم ستكون الأمور أهدأ بكثير بوجود هذا الولد في الجوار |
Yani, Lutsen'e gideceğiz ve Etrafta Ramsey Anderson'ı mı soracağız? | Open Subtitles | إذا سنقود الى لوستن ونسأل في الجوار عن رمزي آندرسون؟ |
Ve ne zaman olursa olsun dinlemek için buralarda olacağım. | Open Subtitles | و مهما كان الأمر، أعدك بأنني سأكون في الجوار لسماعه |
Her neyse, bir süredir buralarda değildi, ve sadece son zamanlarda... | Open Subtitles | على العموم, لم يعد موجودا في الجوار منذ فترة وفقط مؤخرا |
Ama Etrafa bakındım. Sattığı tek şey sanat eserleri değil. | Open Subtitles | لاكنني بحث في الجوار المنحوتات ليس تجارته الوحيدة |
civarda çok büyük bir de orman varmış. | Open Subtitles | وقال أنهم يملكون غابات كبيرة جدا في الجوار |
Yolculuğumun seyri, dışarıda top oynayan bir grup mülteci çocukla tanışmamdan üç yıl Sonra değişti. | TED | اتخذت رحلتي مساراً غريباً بعد ثلاث سنوات، عندما قابلت مجموعة من الأطفال اللاجئين يلعبون الكرة في الجوار. |
Eğer sen de uzun süre yanında kalsaydın, başına bunun geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | وكنت أعلم أنك ستتلقى نفس المعاملة إذا بقيت في الجوار للوقت الكافي |
ortalıkta da bir sürü laf dolanıyor. Herkes gergin durumda. | Open Subtitles | إنها غريم، وكما تعلم، هناك الكثير من الكلام في الجوار. |
Galiba biraz Etrafta dolaşıp aklımdaki soruların cevaplarını bulmaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أظن هذا، كنت فقط أتجول في الجوار وأبحث عن بعض الإجابات. |
Arada sırada onu Etrafta görüyorum. Merhaba anne! | Open Subtitles | .أنا أراها في الجوار من فترة الى أخرى .مرحبا يا أمي |
Aralandı, Etrafta gezindi dinlenmiş gözlerim,.. | Open Subtitles | قف منتصبًا, حرّكت عيناي المسترخية في الجوار, |
Oğullarımdan biri yaralanınca sen hep Etrafta oluyorsun. | Open Subtitles | دائما تكون انت في الجوار عندما يصاب احد رجالي |
CA: Önümüzdeki birkaç gün buralarda olacaksın. | TED | ك أ : ستكون في الجوار الايام القليلة المقبلة |
buralarda dururken bir kadına rastlayacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أظن أبدا أنه ستكون هناك امرأة في الجوار عندما أموت |
buralarda bir yerde olmalı. Büyük ihtimal, kayboldu. | Open Subtitles | اعتقد انه في الجوار على الأرجح انه تاه فقط |
Etrafa sorup durdum ve bir kasaba kulübü buldum. | Open Subtitles | لقد كنت أطرح الأسئلة في الجوار و وجدت بهو البلدة |
Bu civarda mıydın? Otobüse bindim. Biraz gelebilir miyim? | Open Subtitles | أنت في الجوار لقد أخذت الحافلة إعتقد انه يمكنني الوصول خلال ثوان |
Hiç ilgilendirmiyor. Eğer işimiz bittiyse, Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | لا يتعلق بي في أي شكل من الأشكال وإن انتهينا الآن، أراك في الجوار |
yanında seni umursayan, konuşabileceğin birisi olsa iyi olurdu. | Open Subtitles | من اللّطيف أن يكون لديك شخص ما في الجوار تتكلم معه ويهتم بك |
Altı aydır kapı komşularıyız ve tek gördüğüm ortalıkta kamburunu çıkararak dolaşan şişman kardeşi. | Open Subtitles | نحن نسكن في جوارهم منذ ستة أشهر.. والوحيدة التي أراها هي أختها السمينة التي تتجول في الجوار. |
Buralardaydım, uğrayayım dedim. | Open Subtitles | لقد كنت في الجوار لذا ظننت انة يمكنني ان اتي |
Paranın benim söylediğim yerde olduğunu anlat onun çok yakınında. | Open Subtitles | أخبره أن النقود هنا كما كنت أقول دوما هنا في الجوار |
Babası etrafında asla, onun küçük kardeşi dikkat çekiyor, o Underworld tarafından takip edilmektedir. | Open Subtitles | والده ليس في الجوار أبداً و أخاه الصغير يحظى بكل الاهتمام إنه مستهدف من العالم السفلي |
Eğer bu işin üstesinden gelirsen gerçekten Buralardan ayrılmayabilirim. | Open Subtitles | إذا كنت ستمر من خلال هذا أنا في الوقع سابقى في الجوار |
Evet, bu civardaydım. Geçerken uğrayayım dedim. | Open Subtitles | نعم , كنت في الجوار , و فكرت في المرور بك |
Bu tür şeyleri konuşmak istersen buralardayım. | Open Subtitles | إذا رغبت في التحدث حول هذه المواضيع.. أنا في الجوار .. |
mahallede çok popüler olmalısın. Arabanı hep Etrafta park etmiş görüyorum. | Open Subtitles | يجب أن تكون شعبيتك كبيرة في الحي دائماً ما أرى شاحنتك واقفة في الجوار |