Geri dönebilseydim o dokuz yaşındaki, odada dans edip hayaller kuran çocuğa şunu derdim: kimliğim benim için bir engel değil. | TED | إذا كان بإمكاني العودة لقول شيء لتلك الطفلة ذات التسع سنوات، وهي ترقص في الحجرة بينما تحلم، سأقول: هويتي ليست عائقاً، |
Acıyla cebelleştiğin o karanlık odada pineklerken tahmin et ne oldu? | Open Subtitles | عندما تجلس هناك في الحجرة المظلمة تعاني من الألم، خمن الأمر |
Ceza bu odada uygulanacak şekilde olmalı. | Open Subtitles | القواعد هي أنك تعطي عقوبة يمكن تنفيذها في الحجرة فقط لقد سئمت اللعب |
Gözlerin öyle büyük ve güzeldi ki, Odadaki kadınların soluğu kesildi. | Open Subtitles | عينيكِ كانت كبيرة جدًّا و زاهية كلّ السّيّدات في الحجرة شهقن |
Eğer sen onu odaya kilitlemezsen bu evden cenaze çıkacak. | Open Subtitles | إذا لم تحبسها في الحجرة إذا سيكون هناك قتيل في البيت |
"Toz" çalışma odasında, kızlar her yerde. | Open Subtitles | المخدرات في الحجرة والفتيات في كلّ مكان. |
Alt kattaki bir odada Global Business Today'dan bir muhabir var. | Open Subtitles | في الحجرة التي بالأسفل هناك محرر من جريدة "الأحوال الاقتصادية اليوم" |
Şövalye karşımıza çıkacaksa odada çıkar ve sadece bize zarar verir diye düşündük. | Open Subtitles | اعتقدنا أنّ الفارس سيكون في الحجرة ولن يطارد غيرنا |
Arka odada su sızıntısı var, kurutma makinesi zor çalışıyor, araba bitmek üzere ve şimdi de ocak bozuldu. | Open Subtitles | عندنا تسرب في الحجرة الخلفية والمجفف يعمل نصف الوقت السيارة انتهت |
Muhtemelen odada neler konuşulduğundan şirketinde bahsettin, değil mi? | Open Subtitles | على الأرجح فإنك ناقشتِ ما قيل في الحجرة عندما عدتِ إلى الشركة، أهذا صحيح؟ |
Koridordaki üçüncü oda, sağdan. Ama o... istifa etmişti. Yani odada hiç kimse yok. | Open Subtitles | الحجرة الثالثة في الممر، إلى اليمين لكنّهُ قد استقال، ليس هناك أحدٌ في الحجرة. |
Bunu bilmiyorsan, belki de bu odada en çok derdi olan ben değilimdir. | Open Subtitles | إذالمتكنتعرفهذا, ربما أنا لست الشخص الذي معه معظم المشاكل في الحجرة |
Yani annen ve senin yanınınızda odada başka kimsenin olmadığında eminsin | Open Subtitles | أنت إذن متأكدة تماماً أنه لم يكن معك أحد في الحجرة غير والدتك؟ |
Odadaki adamın tanımı--polise önemsememesini söylerim. | Open Subtitles | وأطلب من الشرطة أن تتجاهل الوصف الذي وصفته الشاهدة التي كانت موجودة في الحجرة |
Odadaki insan sayisini azaltmaya karar aldik veya yan Odadaki. | Open Subtitles | ونعتقد إننا نريد أن نحد من عدد الناس في الحجرة, او بالقرب من الحجرة. |
İzninizle. Kutuya bir şey koyup, odaya kapatmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أضع شيئاً في صندوقاً وأضع الصندوق في الحجرة |
Charlotte merdivenin sonundaki yatak odasında olmalı. | Open Subtitles | "شارلوت" ستكون في الحجرة الأولى أعلى السلالم |
dolapta ayakkabılarımı boyarken içeri girdiğini gördm. Ben de ona baktım. | Open Subtitles | كنت ألمّع حذائي في الحجرة ثم لاحظت تسللها، فأمسكت بها |
3 numaralı kompartmanda yüksek rütbeli bir subay var. | Open Subtitles | هناك ضابط عسكري ذو رتبة عالية في الحجرة الثالثة |
Şu anda kabin içinde hareket ediyorsunuz. | Open Subtitles | انت الان تعتبر حركة مقلقة في الحجرة توقف |
Ama hala çocukları yukarıda kabinin içinde mi tutuyorsun? | Open Subtitles | لكن برغم ذلك، أنتم تحتجزون الأطفال أسرى في الحجرة بأعلى |