Parktaki ortağına, onun üstüne gittiğim için üzgün olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبِر صديقك في الحديقة أنّي آسفٌ على مُضايقتي له هكذا. |
Bundan dolayı fotoğraflarımın çoğu ya bunun gibi uzaktan ya da Parktaki spesifik açılardan. | TED | لهذا السبب، معظم صوري التي التقطتها إما أن تكون من مكان بعيد، مثل هذه، أو من زوايا محددة في الحديقة. |
Kimsecikler ayak basmamıştı sanki o bahçeye... sen ve benden başka. | Open Subtitles | كما لو انه لم يكن هناك أحد في الحديقة فقط انا وانت |
İzinler açılmış! bahçeye asmışlar listeyi. | Open Subtitles | أوراق الاجازة .تم تعليق القائمة في الحديقة |
Bunu önceden yapmış olanlarınız bunun Parkta bir gezintiye benzemediğini bilirler. | TED | أولئك الذين قاموا بذلك من قبل سيدركون أن هذا ليس تجوالا في الحديقة. |
Evet, bahçede. Bir gidip selam verin. | Open Subtitles | آجل ، أنه بالخارج في الحديقة يجب عليك الذهاب و قول مرحباً |
Bütün gün Bahçede mi dolaşacağız? | Open Subtitles | هل سنطوف في الحديقة طوال النهار؟ |
Elimizde hayvanat bahçesindeki her hayvan hakkında hassas bilgiler var. | Open Subtitles | نحن الأن لدينا معلومات حساسة عن كل حيوان في الحديقة |
Ama şimdilik o sadece Parktaki bir ölü. | Open Subtitles | ولكن، حتى الآن، انها مجرد رجل ميت في الحديقة. |
Tabii Eric, hiç kendime hakim olamıyorum ben bu yüzden Parktaki simitçi adama söyledim. | Open Subtitles | أجل ، أريك أنا لا أتحكم في نفسي لذا أخبرت بائع البسكويت في الحديقة |
Yaşlı bir adam ve gençler arasında çıkan Parktaki olay pitbull'lu adam... | Open Subtitles | بجانب ذلك اليوم كان هناك حادث مع الرجل العجوز والمراهقين في الحديقة , الرجل مع الكلب |
Sanırım geçen gün Parktaki kadınları çok sinirlendirdim. | Open Subtitles | أعتقد أنني قد أخفت النساء بشدة حين كنا في الحديقة منذ أيام |
Belki Parktaki o bağımlı bir daha asla uyuşturucuya dokunmayacak. | Open Subtitles | ربما ذاك المدمن في الحديقة لن يلمس المخدرات ثانية |
Parktaki kukla gösterisi için seni almaya geldim. | Open Subtitles | سآخذك بعد الظهر لمسرح العرائس في الحديقة |
İçmemeye.....karar verdim.... ...ve bahçeye gömdüm. | Open Subtitles | ..لقد قررت.. أن لن اشربه ولكن لأدفنه في الحديقة |
Yaslilara oda kiralayip, onlari öldürüyor ve bahçeye gömüp sonra da maaslarini çekiyorlarmis. | Open Subtitles | يؤجرون الغرف لعجائز و يقتلونهم و يدفنونهم في الحديقة و يصرفون شيكات الضمان الاجتماعي |
Havai fişekleri, tüm aldıklarını Parkta bir süper roket yapmak için birleştirmişler. | Open Subtitles | الصواريخ والشموع وربطوها ببعضها كانوا يحاولون ان يطلقوا صاروخا ضخما في الحديقة وبرادي هو الذي |
Nöbetçiler! Nöbetçiler! bahçede bir dolandırıcı var! | Open Subtitles | أيّها الحرّاس، ثمّة معتدٍ في الحديقة أيّها الحرّاس، ساعدوني |
Hepimiz arabadan çıktık, arabayı Park etmeyi bile unutmuştum o derece. | Open Subtitles | نحصل على كل من السيارة ، نسيت لوضع سيارتي في الحديقة. |
Araba yıkayıcıda çalışan bir grup gençle bir parkta futbol oynuyorsun. | Open Subtitles | أنت تلعب في الحديقة مع مجموعة من الأشخاص اللذين يعملون في غسيل السيارات |
Bence bu olay, Hayvanat bahçesinde isimsiz bir kadınla görüşmenin tehlikelerini gösteriyor. | Open Subtitles | ان أردت رأيي فهي تبدو خطرة مثل أن تلتقي بإمرأة في الحديقة |
Briana, Sam Wilson'la buluşmak için... parka gittiğinde onu takip ettiniz. | Open Subtitles | عندما مشى برينا في الحديقة لتلبية سام ويلسون، الذي تتبعه لها. |
bahçedeki rollerimiz benzeşiyor mu, yoksa farklı mı? | TED | كيف كان دورنا في الحديقة متشابها ومختلفا؟ |